Haberler

Bazı Riskleri Almamakta Fayda Var! Meme Kanseri Risk Faktörleri...

Neslihan Çınar

Neslihan Çınar

Pİ Kadın Kanserleri Derneği Proje Koordinatörü / Pembe izler Kadın Kanserleri Derneği
03.10.2023 05:23

Hayat ve başarı için yapılan birçok konuşmanın bir yerinde şu cümle geçer "risk almazsanız başarıya ulaşamazsınız". Belki ticaret ve girişimcilik hatta belki aşk hayatı için çok faydalı olabilecek bu cümle, kişinin kendi fizik ve ruh sağlığı için aslında başlı başına bir risk olabiliyor. Ekim ayındayız hazır, malumunuz kendisi tüm dünyanın aynı anda meme kanseri farkındalığı için kendini paraladığı yegane ay. Böyle bir ayda meme kanseri için risk oluşturabilecek faktörleri yazmamak olmaz.

Önce şu konuda anlaşalım, meme kanseriyle ya da kanserin herhangi bir türü ile hiç risk almasak bile karşılaşmayacağız diye bir durum yok, lütfen bunu hayatın sillesel gerçeği olarak aklımızda tutalım. Ama kansere karşı daha güvenli yaşamanın yolları var. Meme Kanseri Risk Faktörlerini başlıksal olarak verip minik notlarla tamamlayacağımız bu yazıdaki maddeleri de akılda değil, hayatımızda tutmakta fayda var.

1. Cinsiyet: Kadınlar meme kanseri riski açısından erkeklere göre daha yüksek risk altındadır.

Her yüz erkekten birinde meme kanseri görülme riski bulunmaktadır. Her ne kadar meme sadece kadına ait bir organmış gibi muamele görse de erkekte de vardır ve onlar da kansere karşı en az kadınlar kadar dikkati kontollerini sağlamalıdır. (Seksist olmadı değil mi?)

2. Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artar. Özellikle menopoz sonrası dönemde risk daha yüksektir.

Ama bu demek değildir ki, meme kanseri 40 yaşından sonra rastlanan bir hastalıktır. Aksine özellikle meme kanserinde rakamlar gösteriyor ki, son on yıl içinde meme kanserine yakalanma yaşı giderek küçülmekte. Yani memeler kırkı beklemiyor, yirmi yaşından itibaren elle kontrolleri aksatmayın. "Süt bezesidir, ağrısı varsa zararı yoktur" gibi kulaktan dolma bilgileri dikkate almayın muhakkak sağlık kontrollerinizi yaptırın.

3. Aile geçmişi, özellikle birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş) meme kanseri öyküsü olan kişilerde risk artabilir.

Dejavu gibi aynı cümleleri yine göreceksiniz "kontrol şart. " Ayrıca "meme kanseri geçirdim artık olmaz" gibi bir cümleyi de lugatımızdan çıkarmakta fayda var. İyi huylu ama sürekli tekrarlayan kitleleri de küçümsemeyelim lütfen.

4. Genetik Faktörler: BRCA1 ve BRCA2 gibi belirli genetik mutasyonlar meme kanseri riskini artırabilir.

Son yıllarda sık sık duyduğumuz gen haritası işte tam da burada büyük önem kazanıyor. Evet yine maalesef son derece pahalı olan bu genetik haritaları ucuzlayana kadar beklemek yerine araştırma üniversitelerini kullanarak daha uygun şartlarda çözümleyebilirsiniz.

5. Hormonal tedaviler, özellikle uzun süreli hormon replasman tedavisi, meme kanseri riskini artırabilir.

Dikkat, arttırır değil arttırabilir. Tüm bu maddelerin yazım amacı bu riskleri almak yerine sağlık kontrollerini aksatmayalım, olması gereken tedavilere devam ederken vücudumuza gereken özeni gösterelim.

6. Erken adet başlama veya geç menopoz, meme kanseri riskini artırabilir.

Bu da bir olasılık olarak meme kanseri risk faktörleri içinde geçmekte. Regl dönemleri ve menapoz sürecini takip etmeyi sağlıklı bir hayat için cebimizde kalacak bir kar gibi düşünebiliriz.

7. Hiç doğum yapmamış veya 30 yaşından sonra ilk çocuğunu doğuran kadınlar daha yüksek risk altında olabilir.

Bu demek değildir ki, doğum yapmış kadınlarda meme kanseri az görülüyor. Hayır ama böyle bir grup içindeyseniz daha dikkatli olmamız gerektiği öneriliyor sadece.

8. Aşırı alkol ve sigara tüketimi meme kanseri riskini artırabilir.

Bu madde içindeki alkol başlığı benim için sürekli artan vergiler sayesinde giderek anlamını yitirmekte ama bilim adamları da doğru söylüyor. Sürekli ve çok alkol tüketimi kanser hücreleri için uygun ortam hazırlama konusunda son derece başarılılar. Sigara ve tütün ürünleri için söyleyecek tek laf yok. Tütün ve ürünlerinin kullanımının zararları buraya sığmaz.

9. Fazla kilolu veya obez olmak, meme kanseri riskini artırabilir.

Aslında bu biraz da hareketsiz bir yaşamın getirdiği sıkıntılardan biri. Giderek gelişen teknoloji, evden çalışma modellemeleri home ofis sitemleri derken giderek bıraktığımız hareket ve beslenmemize gösteremediğimiz ( kişisel ya da maddi) özenle sadece kansere değil, birçok hastalığa davet çıkarıyoruz ama onlar bu yazının konusu değil. Bilinçli bir şekilde yapılan günlük spor ki en güzeli yürüyüş, inanın sadece sağlığımız değil enerjimizi de yükseltiyor.

10. Dengesiz ve kötü beslenme meme kanseri riskini artırabilir.

Fast food beslenme, tek tip gıda tüketimi, bilinçsiz diyet programları, aşırı yağlı, kızartma ağırlıklı beslenme, işlenmiş et ürünleri, uzun süre dayanması için farklı işlemlerden geçen market raf ürünleri... Bu liste çok uzar ama aslında hepimiz ne demek istediğimi gayet iyi biliyoruz. Her tabakta doğanın renklerinden oluşan bir denge ve Akdeniz tipi beslenme sağlıklı bir beslenme için başlangıç için harika olabilir.

Bu arada bazı çalışmalar, hormonlu gıdaların tüketiminin meme kanseri riskini artırabileceğini öne sürmekte. Hani şu janjanlı paketlerde aldığımız ürünlerin içeriklerine de dikkat etmekte fayda var.

Bunlar genel olarak bakıldığında meme kanseri risk faktörleri ve gerçekten bu riskleri almaya değip değmeyeceğini düşünmeye gerek yok. Bunlar alınmaya değmeyecek riskler. "Hiç birini almıyorum ben zaten" diyenleriniz muhakkak vardır. O zaman şu cümle ile bitirelim. Kanser seçici bir hastalık değildir. Biz seçici olmak zorundayız. Kendimizi, vücudumuzu tanımalı özen göstermeli ve kontrollerimizi aksatmamalıyız.

Sağlıkla kalalım.

title