ÖSYM ve sınava giriş ücretleri
Mustafa Şahin Bülbül
Ülke genelinde adaletin sağlanması için yapılan sınavlarda en büyük sorumluluk ÖSYM'ye aittir. Artan maliyetler ile sınava giriş ücretlerinde yapılan ve yapılacak zamlar bu adalet anlayışını zedeleyecektir. Bu nedenle ÖSYM, sınav giriş ücretleri konusunda önlemler almak zorundadır. Başarılı ama gelir durumu düşük insanların geleceklerini belirleyecek sınavlara girme konusunda endişe taşımaması çok önemlidir. Sınav ücretleri dikey hareketliliğin ve toplumsal adalet algısının önünde engel olmamalıdır. Sınavların tamamen ücretsiz olmasının başka bazı zorluk ve sakıncaları vardır ancak fiyatın sabit tutulması veya indirime gidilmesi de mümkündür. Bu anlamda bazı önerileri listelemek istiyorum.
1. Öncelikle kurum, sınava girenlere ve görevlilere güvenmek zorundadır. Suç işleyenler olsa da bunlar genelin yüzde biri bile değildir. Sınavda hile yapanları belirlemek ve cezalandırmak için fazladan para harcamaya gerek yoktur. Mevcut görevliler ile sınav hilelerinin önüne geçmek mümkündür.
2. Salonlardaki öğrenci sayısı arttırılabilir. Sorular ve şıklar her kitapçık için yer değiştirildiği için kopya çekmek zordur. Bu nedenle 20 kişilik sınıflarda 30-40 kişi sınava girebilir. Bu değişiklik, daha az görevli ve tasarruf anlamına gelir.
3. Sınav süresi ve soru sayıları azaltılabilir. Böylece kitapçıklar küçülür, değerlendirmek daha kısa zaman alır. Kapsam geçerliliği sağlamak adına daha çok soru ve daha uzun zaman harcamak seçme odaklı sınavlar için abartılı bir yaklaşımdır. Örneğin; 100 soru için 150 dakika vermek ile 45 soruya 30 dakika süre vermek aynı amaca hizmet eder.
4. Son zamanlarda sınavlardaki gözetmen sayısı azaltılıyor. Salonlarda kamera olduğu için gözetmen, bina sınav yöneticisi yardımcısı gibi bazı görevler gözden geçirilip azaltma yoluna gidilebilir. Daha az görev ve görevli daha düşük sınava giriş ücreti anlamına gelir. Toplumsal adalet bilinci için bu şarttır. ÖSYM'nin kimseye görev verme üzere imzaladığı bir sözleşme olmadığına göre görev ve görevli azaltma itirazlara neden olur ama eleştiriler haklı olmayacağı için geçerli de değildir. İl dışı görevli atamaları yerine il içinden görevli atamaları yapılarak tasarruf edilebilir, sınav giriş ücretlerinin düşmesine yardımcı olabilir.
5. Mevcut görevli ücretlerinden de azaltma yoluna gidilebilir ama en son önlem olarak bu değerlendirilmelidir. Mevcut ücretin yarısına görevi alacak kişiler olacaktır. Doğru anlatılabilirse, ücretin düşürülmesi de sınav giriş ücretini azaltıp toplumsal adalet algısı amacına hizmet edeceği için anlayışla karşılanabilir.
6. Şu öğrencilere kalem ve silgi vermek gibi kırtasiye harcamalarından da kurtulmak gerekir. İçine kamera yerleştirir diye kalem ve silgi vermek yerine öğrencilere ve görevlilere güvenmek gerekir. Önceden kemer takmak ve su şişesi getirmek yasaklanmıştı. Pantolonu düşenler ve şişe su masrafı bu uygulamalardan vazgeçilmesine neden oldu. Sınav kırtasiyesi uygulaması da ileride vazgeçilmesi gereken bir uygulamadır. Herkes kendi kalemini getirsin. Böylece israfı da önlemiş oluruz.
7. En sona, en önemli önerimi sakladım. Artık ÖSYM reklam almayı düşünmelidir. Sınav kitapçıklarına, pembe formlara, giriş belgelerine ve internet sayfasına reklam almak suç mudur? Neden reklam alıp maliyetler düşürülmüyor? Sadece bu madde dahi sınav ücretlerini aşağıya çekmeye yardımcı olabilir.
Ülkemizin geleceği için ÖSYM bu sorumluluğu almalı ve bazı değişikliklerle adalet algımıza katkı sağlamalıdır. Umarım yetkililer bu yazıyı okuyup gençlerin cebindeki son paralarını sınava girmek için harcamalarının önüne geçerler.