Eğitimde yenilik çabaları: Gelişmiş bir ülke olmanın anahtarı sadece müfredat mı? Müfredat nasıl olmalı?
Mustafa Şahin Bülbül
Eğer bana "10 dakikan var, hemen öğretmen yetiştirmek zorundasın" derlerse önce itiraz ederim ama sonra görevimi yapmak için öğretmen adaylarına dönüp "şu ilkeyi sakın unutmayın; eğitimde fırsatları eşitlemek ve farklılıkları korumanız gerekir" derdim.
Her eğitim politikalarını belirleyenler değiştiğinde en kolay ve ideolojik yol olan "öğretim programı (müfredat) değişikliği" seçilmektedir. Bu geleneği doğru bulmuyorum. Yeni program hazırlıkları bir hevesle, motivasyonla başlar ama sonuç hiç kimsenin içine sinmeyen, acele ile hazırlanmış ve "sonra düzeltiriz" denilen kısımları olan bir hal alır. Bugün sizlere, bir ülkenin gelişmişlik seviyesini belirleyen temel unsurlardan biri olan eğitim müfredatının nasıl olması gerektiği konusunda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Gelişmiş bir toplumun temelini oluşturan eğitim, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda öğrencilere yaşadıkları dünyayı anlama ve değiştirme gücü kazandırmalıdır. Bu bağlamda, eğitim müfredatının birkaç temel ilkeye odaklanması gerekmektedir.
İlk olarak, STEM alanlarına (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) odaklanmak kritik bir öneme sahiptir. Gelişmiş ülkeler, teknoloji ve bilimdeki hızlı değişime ayak uydurabilen bireyleriyle öne çıkar. Bu nedenle, eğitim müfredatı, öğrencilere bu alanlarda güçlü bir temel kazandırmalı ve yaratıcı düşünceyi teşvik etmelidir.
Buna ek olarak, eleştirel düşünce becerilerine vurgu yapmak da gereklidir. Öğrencilerin sorgulayıcı bir bakış açısı geliştirmeleri ve çeşitli perspektifleri anlayabilmeleri, toplumları daha ileri taşıyan unsurlardandır. Eğitim müfredatı, öğrencilere bilgiyi sadece ezberleme değil, aynı zamanda eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirme becerisi kazandırmalıdır.
Pratik becerilere vurgu yapmak da gelişmiş bir eğitim sisteminin önemli bir parçasıdır. Mesleki eğitim programları ve staj imkanları, öğrencilere gerçek dünya deneyimi kazandırarak iş dünyasına daha hazır bir şekilde adım atmalarını sağlamalıdır.
Dijital çağın gerekliliklerine uyum sağlamak amacıyla, eğitim müfredatı dijital okuryazarlık konusuna özel bir önem vermeli ve öğrencilere bilgi teknolojilerini etkili bir şekilde kullanma becerisi kazandırmalıdır.
Ayrıca, kültürel çeşitlilik ve iletişim becerileri, küresel dünyada etkili bir şekilde var olabilmek için kritik öneme sahiptir. Eğitim müfredatı, öğrencilere farklı kültürleri anlama ve etkili iletişim kurma becerileri kazandırmalıdır. Unutmayalım ki, gelişmiş bir ülke olmanın anahtarı, güçlü ve yenilikçi bir eğitim sistemi ile mümkündür. Eğitimdeki bu temel ilkeler, genç nesilleri sadece bireysel başarılarına değil, aynı zamanda toplumsal kalkınmanın lokomotifi olmaya yönlendirecek ve bir ülkeyi geleceğe taşıyacaktır.