Tıkla Başkan Tıkla

Muhammed Furkan Güneş

26 Nisan 1986 tarihinde o dönem adı Sovyetler Birliği olan ve bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Pripyat şehrine yakın kurulu, Çernobil Nükleer Santrali'nde patlama olmuş, patlamadan sonra reaktörlerden, Türkiye'nin Karadeniz bölgesini de kapsayan büyükçe bir bölgeye radyasyon yayılımı olmuştu.
Karadeniz'de, radyasyonun milli ve yerli içeceğimiz, olmazsa olmazımız, çayı da etkileyip kirlettiği iddiaları ve korkusu bütün memlekete yayılınca, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, trajikomik bir şekilde, kameralar karşısında çay içerek, halka korkularının yersiz olduğunu gösterip çay üreticilerini kurtarmaya, halka güven vermeye çalışmıştı.
2011 yılının Kasım ayında, Cahit Bey vefat edince yine asparagas haberlerle kanserden öldüğü iddiaları gırla yayılmıştı ki hastalığının aslı kanser değil kalp yetmezliğiydi.
Nereden nereye diyeceksiniz belki ama dün İstanbul'da yaşanan deprem sonrası, elindeki fenerle duvarları tıklayıp, sağlamlık testi yapan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, gösterdiği çaba, uyguladığı hızlı ve cesur testiyle o zamanlara götürdü beni.
Cesur diyorum çünkü Allah korusun Başkan Akgün'ün duvar tıklamaları bir yıkıma da yol açabilirdi. Neyse ki artçı deprem uyarısıyla, ooo'larını da alıp binayı terk etti de içimiz rahatladı.
Tabi oturmuş bekleyen espri canavarlarımız meydanı boş bırakmadı, kızıp sinirlenecek yerde hepimizi gülümsetebildiler.
Kimi "Karpuz mu o dayı" dedi, kimi de "Temudan aldığım depremsavar"
Nihayetinde, zamanında ekran karşısında radyasyonlu çay içip, analiz eden bir bakanın görüntüleriyle ikna olan bir ecdadın torunları, çocuklarıyız. Buna da şaşırmamak lazım. Kolay ikna oluyoruz. Bilimin dışında her şeye ve herkese inanıyor, güveniyoruz.
Tabi şimdi birileri çıkıp Başkan kandırma bizi diyecektir, hafif tıkladığını, iddia edecektir ama siz itibar etmeyin. Ne yani yumruklasa mıydı? Maazallah sonra yıkıma sebep olabilirdi tek bir yumruk.
Başkan neyi, nasıl, ne zaman ne şiddette tıklayacağını bilir, ondan iyi mi bileceksiniz?
İşin şakası bir yana ama siyaset benzeri şov ve sahteliklerden arınmadıkça, biz bilimsel gerçekliklerle yaşamayı öğrenmedikçe, bizi deprem değil siyasetçiler enkaz altına gömer.