Şiddete karşı değil şiddete çağrı

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

22.02.2025 12:44

Türkçenin inceliklerini bilmeden siyasetin inceliklerini öğrenemezsiniz. Geçtiğimiz günlerde bir milletvekili çıkıp, şiddete çağrı denilebilecek talihsiz bir açıklama yaptı.

Hem de sürekli yakındığımız, yanlıştır deyip buna karşı çalıştaylar düzenlendiğimiz bir alanda, sağlık alanında. "Gidin gırtlağına yapışın" diye halkı, doktorun, hemşirenin ve diğer tüm sağlık çalışanlarından şiddet yoluyla hesap sormaya davet etti.

Gerekçe ne peki? Sorunun cevabı aynı zatın yaptığı konuşmanın devamında: "Ben üzerime düşeni devlet olarak yaptım. Hizmeti vermeyen onlar"

Yaptığı konuşmaya gelecek tepkileri de hesaba katmış olmalı ki ona da cevabını hazır etmiş: Kışkırtırım. Bunu da açık açık söyleyeyim.

Tabi tepkilerin boyutu büyük olunca, onca tepkiye göğüs geremeyeceğini anlayıp, gayet ciddi, hararetli ve şiddetli yapılan açıklamanın arkasından çekilip, konuşmasını nasıl bir kılıfa büründürüp savunmuş: "Kırılmış olan, alınganlık gösteren, üzdüğüm bütün sağlık çalışanlarından özür dilerim. Çok samimi olduğum sağlık çalışanı arkadaşıma gülerek yapmış olduğum bir espri maksadından saptırılmıştır."

Şiddet çağrısının sahibi bir de diyor ki "konuşma videomda oynama yapılmış ve çarpıtılmış" keşke bir de yapay zekâ ürünü, bir algı yaratma operasyonu da deseydi ya da bir dönemin moda tabiriyle 'algı yönetimi'. Hiç olmadı 'dış güçler'e atsaydı suçu.

Şimdi bu 'şiddet'te bir açıklamaya tepkisiz kalıp, ardından tanığı olduğumuz ve her alanda yaşadığımız, öznesi ya da nesnesi olduğumuz şiddet olaylarına karşı ne yapsanız, hepsini etkisiz kılmış olmuyor musunuz?

Tartışılmaz bir gerçeğimiz var; şiddet her yerde. Hastası doktorunun, öğrenci ve velisi, öğretmeninin, kiracısı ev sahibinin, alacaklısı borçlusunun, gelini kaynanasının, erkeği ya da kadını eşinin, babası oğlunun, oğlu annesinin, gırtlağına yapışsa ki yapışıyor. 3. sayfa haberleri gazetelere sığmıyor. Ne olur halimiz. Ne oluyor bize.

"Ben üzerime devlet olarak yaptım" diyor ama bilmiyor mu ki, gırtlağına değilse de yakasına yapışmak yani denetleyip hesap sormak da devletin işidir.

Bilmiyor mu ki adaleti sağlamak, yargılayıp suçluyu cezalandırmak da devletin işidir.

Bilmiyor mu ki şiddet şaka değil ve şakası yapılamayacak, ağır sonuçları olan bir suçtur. Bu bir şaka değil, bu siyasetin en üstten, en alta, tüm topluma şırınga ettiği şiddet kültürüdür. Bu adalete duyulan güvensizliğin sonucudur.

Oysaki Anayasa'nın 9. Maddesinde deniliyor ki: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Yani ezcümle işini yapmayanın gırtlağına değilse de yakasına yapışacak olan, vatandaşın eli değil o ellerin adına bağımsız mahkemelerdir ve olmalıdır.

Gerisi şiddetli bir lafügüzaftır.

title