Muhammed Furkan Güneş

Nerden nereye ve acımak kamçısı

31.05.2025 11:41
Haber Detay Image

Sosyologlar adına ne der, tanısını ne koyar bilmiyorum ama insanlar, bir dönemleri kameralar önünde geçen, ekranlarda sıkça görünen ünlülere dair "nerden nereye" mealinde haberlerden garip bir haz mı alıyor?

Öncesi ve sonrası arasındaki negatif farklılıklarla, öncesinde herkesin dönüp bakılan, fotoğraf çektirilip eşe dosta gösterilen, sonrasında ise gerek yaşam kalitesi gerekse de ekonomik durumu düşen ve artık kimsenin tanımadığı ya da tanısa da dönüp bakmadığı meşhur ekran yüzleriyle ilgili; nereden nereye, neydi ne oldu, başlıklı haberlere gösterdiğimiz ilgi sadece merakla ilgili mi dersiniz?

Sanmıyorum, merak olsa da işin için de daha çok acımak için acımaktan aldığımız ve kıskançlıktan beslenen "oh olsun" duygusudur bize o haberleri açtıran.

Yıllarca imrenerek izleyip, hayalini kurduğumuz heves edip ulaşamadığımız, o şan ve şöhretin, alkışın, takdirin, hayranlığın geldiği noktayı canşı örneklerde izlemenin dayanılmaz hafifliğiyle kendimizden geçmeyi seviyoruz.

Daha amiyane tabirle kedinin ulaşamadığı ciğerin pis olduğunun delilidir o haberler. Merhametle karıştırmayınız ki birçok insan acımakla merhameti karıştırır. Aslında acımaktır size o garip hazzı veren ve acımak bir insana yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Ve aslında acınası halinizi daha acınası olanın arkasına gizlemenin aptalca bir şeklidir yaşadığımız.

Necip Fazıl Kısakürek'in, 1960 darbesiyle girdiği cezaevinde yazdığı üç piyesten en bilineni Reis Bey'i bilirsiniz. Ününü Mesut Uçakan'ın yönettiği aynı adlı filmden alır ki Haluk Kurtloğlu'nun oyunculuğu takdire şayandır.

Filmden bir replik var ki birçoğumuzun aklında çakılı durur. Ne diyordu Ağır Ceza Reisi, Merhamet, ağızların iğrenç sakızı. Merhametin öldürdüklerine merhamet etmek, cemiyete karşı merhametsizliktir.

Diğer taraftan, Stefan Zweig, Acımak adlı kitabında, "Merhamet duygusu iki tarafı Keskin bir kılıç gibidir. Onu kullanmasını bilmeyen vazgeçmelidir. Bu işte tıpkı morfin gibi merhamet de başlangıçta hastaya iyi gelir onu yatıştırır,Bir ilaç gibidir adeta ama dozunu kaçırdınız mı ya da frenlemesini merhamet öldürücü bir zehir haline geliverir."

Ekonomik olarak kayda değer olmayan bir meblağa bir mekanın tanıtım videosunda takla atan bir zamanların meşhur şarkıcısı Tuğba Ekinci'yle ilgili yapılan yorumları okuduğunuzda, içimizdeki kıskançlık ve devamında, oh olsun, hazzını görebilirsiniz: Parasız kaldı ve takla atmaya başladı.

Yine yakın zamanda 'fıs fıs İsmail' lakabıyla tanıdığımız Çocuklar Duymasın dizisinin meşhur karakteriyle ilgili "Fıs Fıs İsmail'in son hali yürekleri dağladı" başlığıyla yapılan haberler acımak duygusunu nasıl kamçı gibi kullanıp durduğumuzun farklı bir diğer örneğidir.

Benden size küçük bir tavsiye, acınası halinizi, başkalarına acıyarak unutmaktan ve avunmaktan vazgeçin.

Yazarın Tüm Yazıları

title