Geçtiğimiz ay 13 Şubat'ta genel kurulunu gerçekleştiren ve genel kurulda yaptığı konuşmayla hükümeti eleştiren TÜSİAD'a ve yetkililerine yönelik operasyon, yabancı yatırımcıyı ürkütüp kaçıracak cinstendi. Eleştiriler ağır ve yaban atılamayacak cinstendi.
Cumhurbaşkanı eleştirileri yaban atmadı ve özetle "hadlerini aştılar" deyip, "Çöktü diyerek feveran ettikleri rant düzenleridir" diye de ekledi.
Ardından Başkan Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras gözaltına alınıp tutuklanmış, "basın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla iddianame hazırlanarak 5 yıl 3 aya kadar hapis istemiyle, iddianame kabul edilmişti.
İmralı'dan, silahlı terör örgütüne yapılan silah bırakma çağrısı millete biraz olsun umut vermişken, CHP'ye dönük operasyonlar ve kayyum mekanizması tam hız devam ediyordu.
Halk TV'den 3 gazeteci, Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker gözaltına alınmış ve yenileri alınmaya devam ediyordu.
Hükümeti milliyetçi cepheden en ağır eleştiren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklanmış içeriden muhalefete, dozunu düşürmeden devam ediyordu. Diğer yandan iktidarın ortağı Milliyetçi Hareket Partisi ise İmralı'yla yürütülen süreç içerisinde kendi varlık sebebiyle çelişecek, ama cesur ama haklı söylemlerle gündemi belirliyordu.
Dış polkamıza baktığımızda Suriye'de yeni bir devlet dizaynında başat rol almış yürütüyor, iç politikada 50 yılın terör sorunu ve Kürt meselesini barışa kavuşturmaya çabalıyor, ekonomiyi, sert ve kararlı bir bürokrat olan Hazine ve Maliye Bakanına Mehmet Şimşek'in eline teslim etmiş dişimizi sıkarken ne oluyor demeye kalmadan ortalık dağılmış pazar yerine döndü.
Ve CHP'nin, Cumhurbaşkanı Adayı olarak açıklamaya hazırlandığı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla ilgili sahte diploma soruşturması başladı. İstanbul Üniversitesi diplomanın geçersiz olduğunu bildirmesinin bir gün sonrası İmamoğlu, çeşitli suçlamalarla açılan davalar gereği evinden alınarak tutuklandı.
Ülke gündemini esir alan bu ağır gelişmenin altında Gazeteci İsmail Saymaz'ın 12 yıl önceki Gezi Olayları ile ilgili gözaltına alınması bile önemsiz kaldı.
Çünkü dünya basının ifadesiyle "Erdoğan'ın rakibi İmamoğlu gözaltına alındı"
Dünya olayı böyle görüyor. Biz neler oluyorun cevabını ararken, onlar cevaplarını bulmuş ve hatta manşetlerine taşımıştı bile.
Neler oluyor? Bir an evvel birilerinin bunun cevabını vermesi gerekiyor. Yoksa cevabı vermeye namzet bolca dış mihrak var.
Hatta bakın bir hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Avrupa Birliği, güç ve irtifa kaybının önüne geçmek, hatta tersine çevirmek istiyorsa bunu ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile başarabilir." Dediği Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, bugün yaşanan gelişmelerle ilgili "Tam bir otoriter devlete doğru tam gaz ilerleniyor"
Neler oluyor? Ve yarın sabah olacaklardan korkuyorum. Bugün altını dövizi vs fırlarken, borsa yüzde 8,72 değer kaybetti. Dünyaca ünlü banka Morgan Stanley, Borsa İstanbul'dan ayrıldı.
Olanın bu olduğuna inanmak istemiyor ve cevap arıyorum.