Kurucu parti yorucu oldu artık

Hani kendi ifadeleriyle "Türkiye'nin kurucu partisi" yorucu olmaya başladı. Yıllardır milletin muhalefet görevi verdiği ve bu gidişle onu da elinden alacağı parti bu kadar mı vizyonsuz kalacaktı.

Zor zamanlar, katlanarak artarken üstüne muhalif siyaset güdülecek o kadar başlık varken 'kopyala yapıştır'dan öteye geçemeyen araklama siyaset tarzıyla hiçbir yere varılmaz.

Hatırlarsanız, CHP genel Başkanı Özgür Özel, daha önce de iktidar partisinin heyecan yaratan, beklentiyi coşturan hamle tarzıyla, falanca tarihte size büyük sürprizimiz var deyip, Deva Partisi'nden aşırma, kırmızı kart hamlesiyle de hayal kırıklığı yaratmıştı.

Şimdi de sokaklar bu denli yüksek gerilimli, ayağa kalkmış, itirazını bağıran gençlerle doluyken, bunu sağlıklı, zekice ve demokratik bir biçimde yönlendirmesi beklenen muhalefetin başı yeni bir hayali daha kırmaya namzet görünüyor.

Neymiş efendim; kahvenin her türlüsünü severmiş. Dur daha bitmedi; Türk Kahvesi, filtre kahve hepsini severmiş. Anladık ama yok anlamamışız gibi devam et sen; bize de tavsiye edermiş, hangisini seversek onu içecekmişiz.

Ne anlatıyorsun, demeyecek mi kimse?

Tamam boykot çağrısı yapacak amenna, yıllardır İsrail'in Gazze'deki katliamlarını protesto etmek için yapılan boykot çağrısını küçümseyen ve burun kıvıran cenahı, sen gel boykota çağır.

Demiyor mu kimse, senin kendi vizyonun yok mu? Siyasetin henüz bir tarz edinmedi mi?

Muhalefet son birkaç aydır, yaşananlara karşı tepkili vatandaşın ateşini, bu denli arkasına almışken, eylemciler gözaltına alınıp, tutuklanırken, tüm bu tepkileri, demokratik itirazları yüreklendirmek ve içerdeki provakatiflere ve çirkinliklere fırsat vermeden makul bir siyasete evirmek çok mu zor?

Zormuş. Zor çünkü bu bir ekip işi, vizyon ister, zeka ister cesaret ister. Böylesi bir zamanda arkanda duranı, sana destek olanı bile küstüren, yol ve ekip arkadaşlarıyla çok zor.

Böylesi bir ortam, böylesi bir cendere, doğru bir muhalefet partisi için arayıp da bulamadığı bir alan açarken, onlar açılan alanı kaptırıyorlar.

Çıkıp da partinin ilk üç isminden biri DEM Parti ve tabanındaki seçmenin sokaktaki ve siyasetteki desteğini iki cümleyle yok etmeden önce toplanıp konuşmak gelmedi mi aklınıza?

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ne diyordu? "Dün doğuda bir yerde bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken, o mitinge gidenlere pamuk şekerleri verildi." DEM Parti ve tabanı için önemli bir değer olan Nevroz Bayramı kutlamasında, paçavra dediği terör örgütünün bayrağı değil, ittifak içerisinde bulunduğunuz DEM Partinin bayrakları.

Hadi diyelim zekice bir siyaset yapamıyorsunuz ama sözüm ona o paçavranın temsil ettiği kitleye en çok ihtiyaç duyduğunuz bir zamanda böyle bir çıkış kime hizmet eder bunu da mı düşünemiyorsunuz?

Özgür Bey hakka geçenin adını zikretmeden helallik istiyor "Her kim söylediği bir sözle birini kırdıysa helallik istemek partinin Genel Başkanı adına bendendir." diyor.

Belli değil mi kim söylemiş, kim kırmış Kürt kardeşlerini. Özer bey, onu helallik istemeye kürsüye çıkaramadığı müddetçe, muhalefet gibi büyük bir geminin kaptanlığını yapabileceğine ve geminin dümenini çevirebileceğine inanmak zor.