Muhammed Furkan Güneş

Kalıcı bir barış için

17.09.2025 22:56
Haber Detay Image

Önümüzdeki sürecin temel belirleyicisi ve barışın akıbetinin ne olacağına dair en temel soru: Demokratik bir zeminde, kutuplaşmaya son vermeden Kürt meselesi daha doğru ifadesiyle terör sorunu ne kadar çözülebilir?

Bugün Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda akademisyenler dinlendi tavsiye ve önerilerine kulak verildi.

Her ne kadar toplantı, ulusal medyada "Atatürk, Öcalan'la kıyaslandı" temelinde öne çıkarıldıysa da toplantıda yabana atılamayacak kıymetli görüşler dile geldi.

MHP kökenli bir akademisyen olan Prof. Dr. Havva Kök Aslan'ın "Önümüzde örnekler var. Fatih var, Atatürk var. Belki Meclis'te bunu söylemek doğru değil ama ben MHP kökenli birisi olarak söyleyeyim, Abdullah Öcalan'ın yaptığı şey gerçekten bir liderlik örneği" demesi aslında kim olursa olsun barışa emek verenlerin hakkını teslim etmek ve yeni emektarlar ortaya çıkarmak adına önemli bir tespitti.

Fakat bununla beraber, diken üstünde yürütülen sürece ilişkin bir daha anladık ki kurulacak en küçük cümle iyi düşünülmeli iyi hesaplanmalı. Provokasyona yol açabilecek, halkı kışkırtmaya kullanılabilecek üslup ve ifadelerden kaçınmak gerek.

Bunun tam aksini düşünüp, artık toplumun milliyetçi sivri saldırgan reflekslerinin köreltilmesi ve törpülenmesi için şok etkisi yapacak benzer cesur çıkışlara ihtiyaç olduğunu da söyleyebilirsiniz.

Öte taraftan Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik'in "Benim eksik gördüğüm şey bütüncül bir barış tasarımının olmaması. Sadece silahlı varlıkların ortadan kaldırılmasına yönelik bir çalışma başarılı olamaz. Bütün diğer konularla bağlantısı kurulmalı." Şeklinde dile gelmiş düşüncesi belki de toplantının en değerli fikri olarak alınmalıdır.

Evet, silahlar bırakılıp örgüt dağıldıktan sonra bizi nasıl bir süreç bekliyor, diye bütün detaylarıyla olası senaryolar kurulmalı ve bu senaryolardaki olası toplumsal kaza ve çatışmalara karşı önlemler alınmalıdır.

Bu yapılmadığı müddetçe, kökünden sökülmeyip dallarından budanmakla yetinilmiş bir bela yeniden ve daha güçlü bir biçimde ortaya çıkmayacağını kim iddia edebilir.

Elbette ki o belayı kökünden sökmeyi ya da kökünde kurutmayı mümkün kılacak olan da sadece Kürt meselesinde değil, bütün toplumsal zeminde demokrasiyi ve tüm farklılıklarıyla bütün halkların anayasal güvenceyle güçlendirilmiş eşit yurttaşlık haklarını en iyi biçimde filizlendirmek gerekir.

Ancak bu şekilde kalıcı bir barışın temini sağlanabilir.

Yazarın Tüm Yazıları

title