Haberler

İran’ın Heniyye suikastıyla imtihanı

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

01.08.2024 01:46

"Heniyye'ye, İran'ın başkentinin kalbinde düzenlenen canice suikast; savaşı, tüm bölgede büyük etkileri olacak yeni boyutlara taşıyan önemli ve tehlikeli bir olaydır."

Bunu bir sosyal medya hesabı üzerinden Kassam Tugayları söylüyor. Ve bu tehdit yabana atılacak kuru bir tehdit gibi durmuyor. Öyle bazı ülke ve liderlerinin bir taraftan kurusıkı tehditler savurup arkadan ticaretini sürdürmesi gibi değil. Politik oy devşirilebilecek siyasi bir kurnazlık hiç değil.

Ya da yıllardır İsrail'e diklenip diklendiğiyle kalan, Heniyye'nin kendi topraklarında ve hatta yeni Cumhurbaşkanının yemin töreni için, Cumhurbaşkanının 150 metre yakınında alçakça, korkakça şehit edilmesine mani olamayan ve belki de olmayan sözde İslam Cumhuriyeti özde mezhep devleti İran'ın politik manevralarıyla karıştırmamak lazım.

Yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak için Tahran'a giden, Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Tahran'da kaldığı konuta Siyonist terör devleti İsrail tarafından düzenlenen saldırı sonucu şehit oldu.

1962 yılında Gazze'deki bir mülteci kampında doğduğu günden, şehit edildiği güne kadar hayatı, İsrail ve zulmüne karşı onurlu bir mücadeleyle geçen Heniyye, İsrail'in suikastı sonucu şehit oldu. İsrail'in Heniyye'ye karşı ilk suikastı değildi bu ve maalesef ikincisinde İsrail tüm dünyayı içine çekecek bir savaş hesabı için sinsice bir planla ve korkakça bir saldırıyla Heniyye'yi, özel kalem müdürlüğünü yaptığı Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasinle aynı kaderde, aynı şehadette buluşturdu.

İsrail'in bu suikastla maksadı ne? Bu sorunun cevabına ilişkin üstünde mütabık olunan en güçlü senaryo; İran'ı kışkırtıp savaşa sürüklemek ve İran düşmanlığıyla Amerika'yı da bölgeye çekerek bölgesel çapta bir savaşta, desteğini kaybettiği Batıyı yine kendi yanına almak, diye yorumlar yapılıyor. Bu yorumlar haksız olmasa da maalesef söz konusu olan İran olunca öngörülen senaryonun İran'ın kurusıkı tehditleriyle biteceği kanaatindeyim.

Nasıl bir alçaklık ve aymazlıksa artık tüm yüzsüzlüğü, arsızlığı ve vicdansızlığıyla soykırımına devam ederken İsrail, suikasttan saatler sonra yaptığı açıklamada, Hizbullahla savaş istemediğini ve bunu önlemenin tek yolunun Birleşmiş Milletlerin 1701 sayılı kararının uygulanması olduğuna dikkat çekerek:

"Dünya şu anda İsrail'i desteklemeli ve Hizbullah'ın saldırılarına derhal son vermesini, Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini ve BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararı uyarınca silahsızlanmasını talep etmelidir. İsrail'in kuzeyindeki evlerini terk etmek zorunda kalan on binlerce İsrailli güvenli bir şekilde evlerine dönmelidir."

Filistin'de BM'ye ve tüm dünyaya rağmen uyguladığı soykırım yüzünden milyonlarcasının evini terk etmesine, binlercesinin bırakın evlerini terk etmek yaşamından olmasına sebep olan ve olmaya devam eden o değilmiş gibi bunu söyleyebiliyor.

Rabbimden dileğim o ki nefretin ve kininde boğulasın Netenyahu ve yandaşları.

title