Haberler

Faili belli: Kin ve nefret

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

02.02.2024 01:04

Türk Ceza Kanunu'nun "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" başlıklı 216. Maddesinin 2. fıkrasına göre; "Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" deniliyor.

Deniliyor ama toplum olarak o denli gerilmişiz ve dolmuşuz ki bu maddenin kapsamına ve tanımına girmeyen, suçu işlemeyen kimse yok gibi.

Suçun tanımına giren en güncel en çirkin en bayağı örneklerimizden biri ünlü bir gazeteciden geldi. Meslektaşım demekten imtina ettiğim bir gazeteci Fatih Altaylı'nın Allahın ayetlerine dair sarf ettiği ifadeler o kadar çirkin ki buraya alıntılamaktan ar ettiğim Allaha sığındığım ifadeler.

Yıllarca yüzde 5 azınlığın yüzde 95 çoğunluğa haksız, hukuksuz ve de tahammülsüz hükmettiği dönemlerde, üstüne çöreklendikleri konfor ve ayrıcalıklarını kaybedince, ne yapacaklarını şaşırmış, eleştireyim derken, kıyıda köşede kalmış birkaç televizyon ekranında ya da dijital video platformlarında kantarın topuzunu kaçırıp, o topuzu başkasına indireyim derken kendi kavuğuna isabet ettiren dal…

Hatırlarsanız bundan evvel de yine yakın zamanda, aynı güruhtan bir diğer gazeteci, evladı Şehit Kemal Aslanı kaybetmiş acılı babaya da sırf kimi politikacılara hakkımı helal etmiyorum dedi diye, "Kimsin lan kimsin. Şehit babası olunca canının istediğini söylemeye hakkın mı var?" diye edepsizce çıkışmıştı.

Örnekler saymakla bitmez. Daha siz saymayı bitirmeden peşi sıra yenileri de gelir ki tahammülsüzlük, doğurduğu kin ve nefretle hepimizi kör cephelerde ölçüsüz ve saygısız dillerimizle, esir almaya devam ediyor.

Velimiydi yoksa delimiydi, namaz kıldığı sırada bıçaklanarak öldürülen Ramazan Pişkin de aynı kin ve nefretin kurbanı değil miydi?

Ya da yine geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesine, ibadet sırasında düzenlenen silahlı saldırıda ölen, 52 yaşındaki zihinsel engelli Tuncer Murat Cihan'ın faili, yine aynı tahammülsüzlük, kin ve nefret değil de nedir?

Birini seccadede diğerini kilisede katlettiler.

Hani, o her daim dilimizden, deyişlerimizden düşmeyen hoşgörü. Yunus Emrelerin, Mevlanaların, Bektaşilerin asırlar önce ektiği hoşgörü, kardeşlik ve sevgi tohumlarını yeşertemedik de toprağın en dibinde kin ve nefret kuyularımızda kuruttuk mu yoksa?

title