Duygusal kopuş ve kendine düşmanlık

Her neye gösterirseniz gösterin, bir tepkinin vardığı boyut birilerine "Yaşasın İsrail" diye slogan attırmaya başlamışsa işin vardığı vahameti ve kopuşun büyüklüğünü varın siz düşünün artık.

Kürt meselesi bir yana, kayyuma tepki bir yana ama iş bu denli yüksek dozda bir kindarlık, nefret ve düşmanlıkla, devlete ve hükümete karşı birileri çıkıp "Yaşasın İsrail" diye slogan atmaya başladıysa; yaşanan duygusal kopuşun artık, kardeşlik, dindaşlık, komşuluk, ortak coğrafya, ortak ülke ve benzeri her ne diyorsanız, çözülemeyecek onarılamayacak bir seviyede olduğunu gösterir.

Her ne koşulda olursa olsun dünyanın en büyük terör devleti diyebileceğimiz ve artık dünyada birçok ülke ve halk tarafından tescillenen soykırım ve katliamlarının sorumlusu İsrail için yaşasın diye slogan atmak anlaşılabilir, kabul edilebilir, hazmedilebilir olamaz.

İsrail ve ortağı Amerika'nın sadece Ortadoğu'da değil, tüm dünyada başına buyruk kendini ve menfaatlerini merkeze alan vahşi politikalarına rağmen; birilerinin liderlerini parmaklıklar ardından çıkarmak, özerklik ya da daha ötesi menfaatleri için, İsrail'e yaşasın demesi nasıl bir politikanın eseri olabilir?

Evet, ülkeler arsındaki dış ilişkiler pragmatist bir bakış açısıyla, faydacı ve kazanım merkezli kurulur ve bu minvalde değerlendirilmelidir.

Ama bu, ben haklarımı alayım da gerekirse İsrail'le dost ve müttefik olurum, demek için insan olmak vasfını yitirmekle eşdeğerdir.

Suriye'de yıllardır süren iç savaşın sorumlusu Beşar Esad yönetiminin devrilmesiyle beraber, Ortadoğu'da taşların yerinden oynayacağı, sınırların yeniden çizileceği, güç dengelerinin yeniden oluşturulacağı hepimizin öngörüsüydü.

Ama tüm bunlar değişirken, hangi toplum ya da halk olursa olsun lehine gelişen yeni durumları, değişimin öznesi İsrail ve ortağını kucaklayarak hızlandırabileceğini mi sanıyor. Ya da bu değişimden bölgede kazanan olmanın ya da daha doğru ifadesiyle, gibi görünmenin hakkını mı vermeye, bedelini mi ödemeye çalışıyor?

Tartışılacak hiçbir yanı yok, kayyum uygulamasının demokratik olarak savunulabilecek tek bir tarafı yok. Halk seçtiğini koltukta görmek istiyor atananı değil.

Buna demokratik bir tepki vermekle, iktidara ve devlete düşmanlık edeyim derken yaşasın İsrail demek sadece iktidara değil, tüm dünya halklarına, insanlığa ve kendine düşmanlıktır.

İsrail'in Gazze ve Filistin'de uyguladığı vahşi soykırıma karşı, başından beri yeterli tepkiyi göstermeyen, zayıf ve cılız açıklamalarla, dostlar pazarda görsün kıvamında suni tepkilerden öteye geçmeyen, Kürt siyasetinin temsilcileri, bilmelidir ki seçmeninin "Yaşasın İsrail" sloganı atmasının birincil derece sorumlusudur.

Ve bunu düzeltmek için en üst perdeden "Kahrolsun İsrail" demeden bunu düzeltemezler.