Bir imamın zamparalık etmesi, bir polisin cinayet işlemesi, hatta bir doktorun sigara içip alkolik olması birçoğumuzu şaşırtır.
Neden? Çünkü yapılan eylemin sonuçlarını ve bedelini en iyi bilip bizi o eylemlerden caydırmaya çalışan ve söz konusu alanlarda en çok bulunmaması gerekenler onlardır da ondan.
Genelde bu duruma ilişkin "dediğimi yap yaptığımız yapma" gibi bir deyiş vardır dilimizde ki onu da yanlış biliyoruz.
Genellikle hocalar bunu; kolay olanı insanlara tavsiye edip, kendilerinin zor olana, meşakkatliye talip olduklarının ifadesi olarak kullanırlar.
Ama gelin görün ki biz bunu tam tersi olarak anlarız.
Yukarıda verdiğim örneklerin her biri, bizi şaşırtıp merak uyandıran durumlar olduğu için haliyle habere konu mevzulardır.
Birkaç gün önce, benzer tezat durumlardan biri önümüze haber olarak düşünce tam da "dediğimi yap yaptığımız yapma" haberi dedim.
Malumunuz deprem korkusuyla yaşayan bir toplum olarak, deprem uzmanları bizde hayli ünlü ve namlıdır.
İşte deprem deyince ilk akla gelen uzmanlardan, hele de profesörlerden biri, villasına kaçak kat çıkınca haberlerin manşetine çıktı.
Bu ne perhiz ne lahana turşusu deyip, okuduk haberi. Ne oluyor, artık kimseye inanmayacak, kimsenin tavsiyesini ciddiye almayacak mıyız?
Ne demişler "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz." Kim demiş? Gazelleri ve terkib-i bentleriyle meşhur Ziya Paşa demiş.
Atalar, sağ olsun benzer mealde çok söz bırakmış heybelerimize, lakin biz uslanmamışız.
Nam-ı değer deprem uzmanımız Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Kuşadası'ndaki villasına kaçak kat çıkınca haberlere konu olmuş.
Haliyle komşuları şikayetçi olunca, Kuşadası Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri durumu inceleyip yıkım kararı almış ve deprem uzmanımız kaçak katı yıkmak zorunda kalmış.
Maalesef ki sadece kaçak kat yıkılmakla kalmamış, Ahmet beyin, İmajı da güvenilirliği de itibarı da o kaçak kat marifetiyle yıkılmış. Artık kim kulak verir tavsiyelerine, kim ekranlarına konuk edip halkın karşısına çıkarır bilemem.
Bunun utancıyla mı nedir, kaçak katın yıkıldığı gün Ahmet Bey villasını satıp Kuşadası'nı terk etmiş.
Bazen deprem değil başka durumlarda hayatımızda yıkıcı etkiler yapabiliyor. Ve o yıkım enkazının altında kaybolup gidiyoruz.
