Bu Kulp tutanın elinde kalır
Muhammed Furkan Güneş
Seçim arifesinde bir Kulp'umuz eksikti o da oldu.
Bu kulp iktidar ve ortağı MHP'yi karşı karşıya getirir mi? Olayın üstünden 5 gün geçmesine rağmen olayın tarafları ve iddiları üzerinden, hemen iki cephe kazıldı. Siper alındı ve sosyal ağlar üzerinden karşılıklı atışmaya başladılar ama AK Parti Genel Merkezi iddialarla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.
Bir tarafta hakarete uğrayıp darp edildiğini iddia eden ve bununla ilgili darp raporu alan imamı, bağlı bulunduğu sendika Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın savunup sosyal ağda "Bu nasıl bir çiğliktir. Bu nasıl bir hamlıktır. Böyle mülki amir mi olur Allah aşkına! Kaymakamın, masumlaştırmak için yaptığı hiç bir gayretin bu çirkinliği örtmeyeceğini, hasıraltı edilmeyeceğini düşünüyor, İçişleri Bakanlığının gereğini yapacağına inanıyorum." şeklinde bir paylaşım yaptı.
İçişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamanın sonunda "konuyla ilgili inceleme başlatılmıştır" dese de Kaymakama "Diyarbakır-Kulp Kaymakamımız Burak Akeller, Cuma Hutbesi'nde 'şehitlerimiz ile ilgili kısmı okumayan' cami imamına okuması için hatırlatmada bulunmuş ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gönderdiği metnin tam okunmasını sağlamıştır."şeklinde ifadelerle örtük bir destek verince olan oldu.
Cepheler açılmış, siper alınmıştı artık. Kimi mülki amirler, meslektaşlarını, Memur-Sen Genel Başkanını aşağılayarak, savunmaya başladı ki Memur-Sen iktidara yakınlığıyla bilinen en büyük memur sendikasıdır.
Olayın akabinde MHP Genel Başkanı Bahçeli, BBP Genel Başkanı Destici ve Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ'ın çıkışları ve Kaymakama "ellerinden öpüyorum"a varan desteklerini hatırlatmaya ve şaşırmaya gerek yok zaten.
Ondan öte görmemiz gereken kimi mülki amirlerin Kaymakamı savunayım derken hakarete ve aşağılamaya varan paylaşımları.
Kimi "Ali sen nasıl bir müfterisin, o kadar çiğ ve hamsın ki anlamadan dinlemeden sırf çıkarların ve menfaatin uğruna terör destekçisi bir alçağı bile alkışlayabiliyorsun." Diyerek devletin imamına hem terör destekçisi hem de alçak diyor. Kimi de "Ham ve çiğden sonra güdük ve hödük geldi. Bizim kim olduğumuzu ne olduğumuzu millet biliyor sen merak etme otel lobisi…" deyio mesajını güdük ve hödükle süslüyor. Bir başkası da "Devlet nizamı asilik kabul etmez Ali efendi!" diye çıkışıyor.
Hepsi bir yana devleti temsil ettiğini düşündüğüm hiçbir mülkü amire ve dolayısıyla devlet diline yakışmayan bu üslup kabul edilebilir değil. Ve eğer bu mevzu ve benzerlerinde bu dil ve üslubu devam ettirirsek bunun sonu gelmez, salgın gibi alttan üste bütün kurum ve memurlarına sirayet eder.
Epeydir AK Parti'ye dönük yapılan eleştirilerden ve iddialardan biri, İçişleri Bakanlığını MHP'ye terk ettiği iddiasıdır. Mülki amirlerin hakarete varan dilleri bu iddiayı destekler mi bilmiyorum.
Darp edildiğini iddia eden imamın, bölgede AK Partiyi desteklediği ve birçok etkinlikte kendini bütün varlığıyla gösteren bir korucu ailesinden olduğu da dillendiriliyor ki bu da diğer bir handikap.
İmam ve kaymakam arasındaki bu olay AK Parti ile MHP arasını açabilir mi? Hiç sanmıyorum ama açsa bile bunu seçim sonrasına bırakacaklardır diye düşünüyorum.
Peki bu olayın faturasını kime kesecekler?
Hamiline çek olayı tamam bilinen bir uygulama. Hamiline fatura mı kesilir acaba? Belki o zaman herkes tuttuğu kulpu elden bırakır da gündeminden çıkarıp susmayı tercih eder.
Yoksa tutanın elinde kalır bu Kulp.