27 Kasım 1978'de kurulduğu ve 6 sene sonra 1984 yılında,Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerinde, jandarma karakolları ve lojmanlarına saldırılar düzenlediği günden bugüne, 50 yıla yakın bir sürede on binlerce cana mal olan terör nihayet buluyor.
On binlerce insanın hayatına mal olan ve 2 trilyon doları aşan ekonomik maliyetiyle, 50 yıllık o acıyı, ağır terör yükünü indirmek, bugüne nasipmiş.
Bu ağır yükün altında 10 yıllardır, canıyla, malıyla, huzuru ve umuduyla ezilen halkların, artık nefes alacağı, geçmişin hesaplaşmasından vazgeçip, aydınlık ve barışla taçlanmış bir gelecekle kucaklaşacağı bu ana, o kadar susadık ki yeniden elimizden kayıp gitmesinden endişe ediyoruz.
Daha önce de farklı zaman ve öznelerin barış çabasıyla tomurcuklanmış barış umudu, öyle görünüyor ki tomurcuk safhasını geçmiş sonraki evreye geçip, çiçek vermeye başladı.
İlk kez bu denli geniş bir katılım ve mutabakatla varılan noktanın, bahar kokusuyla açmış çiçeğin, akamete uğramaması için her birimiz dört elle bu çiçeği, fırtına ve doludan şiddet ve nefretten, kin ve düşmanlıktan korumaya çalışmalıyız.
İktidarı ve muhalefeti ile oyuncusu ve yancısıyla ilk kez bu kadar diri ve güçlü açan bu çiçeği, meyveye duracağı ana kadar, oyumuz, makamımız ve canımız pahasına koruyabilirsek, mahrum bırakıldığımız barış ve huzuru, müreffeh bir geleceği çocuklarımıza miras bırakabiliriz.
Bu barışın her bir mimarı ile destek olmasa da köstek olmaktan geri duran her bir ferdi dahi, bu millet minnetle anacak.
Devlet Bahçeli'nin cesur çıkışı ve ardından Öcalan'ın çağrısıyla PKK, geçtiğimiz hafta kongresini toplayıp bugün örgütü fesh ettiğini deklere etti.
Bu kanlı terörün içine doğan biri olarak, bugüne tanıklık etmek, barışı umut etmekten öteye geçip tomurcuklanıp çiçek açmasını izlemek, her bir Türkiye vatandaşı gibi beni de ziyadesiyle heyecanlandırıyor.
Fesih kararının ardından, yapılan açıklamaların en güzeli, en anlamlısı, ne siyasetçilerin, ne de bilmemne uzmanlarının değil, en üsttekilerden, dışardan hiç değil, en alttan en içerden geldi.
Henüz 15 yaşındayken, Trabzon'un Maçka ilçesinde terör örgütü mensupları tarafından canına kıyılan Eren Bülbül'ün annesi Ayşe Bülbül, ne dedi biliyor musunuz? "PKK silah bırakacaksa, daha şehitlerimiz olmayacaksa, Eren'ler daha şehit edilmeyecekse, şehit annesi olarak bu işe onay veririz' dedi.
Bizi, barışa kavuşturup terörü bitirecek, o acılı annemizin bu ferasetidir. Bu güzel ahlakıdır, umudumuzu besleyen, ilk kez açan barış çiçeğini meyveye dönecek evrede canı pahasına koruyan.