Bir delinin dünyayla oyunu

Muhammed Furkan Güneş

Dünyanın birçok bölgesinde yüklü gerilim, tıpkı bir fay hattının kırılıp diğer fay hatlarını hareketlendirme olasılığına dair korkularımız gibi, benzer korkular üretiyor.
Küresel güç olarak artık herkesin kanıksadığı bir ülke ABD'nin, doyumsuz ve dengesiz bir kapitalist olan Trump'ın elinde dünyayı sürükleyeceği birden fazla savaşın, topyekûn insanlığın hayatını bir kaosun içine doğru sürüklediği hepimizin malumu.
Henüz koltuğa oturmadan, barış yanlısı gibi görünse de koltuğa oturduktan sonra şımarık ve izansız açıklama ve tutumlarıyla savaş holiganına dönüşen Trump, hepimizin bildiği bir sözü doğrular nitelikte.
"Her millet layık olduğu şekilde yönetilir" sözü her ne kadar çokça yerde Churchill ya da Hegel'e atfedilse bile söz, azgın bir monarşizm taraftarı Joseph de maistre'ye aittir.
Aslında özü itibariyle bu sözün işaret ettiği şey en basit anlamıyla insan ve insanın oluşturduğu farklı toplumların seçtiklerinin, yaşayacakları sonuçlardan sorumlu olduğunu ifade eder.
Tüm dünyanın seçimi olmasa da maalesef Amerika toplumunun seçtiği bir dengesizi, tüm dünyada süper güç olarak addettiği bir düzenin dümenine geçirmesi, bu azgın savaş çığırtkanı kapitalist azgına teslim etmesi neredeyse 3. Dünya savaşına yol açacak gibi.
Gelir gelmez, Kanada'yı 51. eyaleti olması gerektiğini ve istediğini söylemesi, Grönland'ı ABD'ye ilhak etmeye çalışması ve bunun için NATO'dan destek beklemesi, Meksika Körfezi'nin adını Amerika Körfezi olarak değiştirmeye çalışması, Panama'yı ele geçirmeye çalışması…
Malumun ilamı olmaz ama zaten Ortadoğu'da bütün vahşetiyle dünyanın en büyük terörist ülkesine verdiği sınırsız destekle ve Gazze'de yüzbinlerce insanın kanı üstünden kurduğu fantezileriyle Trump'ın sadece Amerika'yı değil dünyayı cehennem yerine dönüştürecek politikaları, ilk somut savaş cephesini açtı.
ABD Yemen'i vurmaya başladı. Elbette ki Yemen'de Husiler de ABD'nin bu saldırılarına karşılık vermeye başladı.
Trump'ın, istediğimi alır, istediğimi vurur, dilediğimi azarlar, kapımdan kovarım. Dilediğimin ismini de değiştiririm bayrağını da indiririm, tavrı değişecek gibi görünmüyor. Çünkü Trump elindeki vergi silahını sonuna kadar fütursuzca kullanmaya başladı ve bu tehdidi daha da genişletecek gibi görünüyor.
Trump'ın dünyanın ticaret dengesini değiştirmeye dönük hamleleri, Avrupa'nın Çin'den daha çok alıp ABD'ye daha çok satmasına dönük rahatsızlığının sonucu diyebiliriz. Ama bu rahatsızlığın ve ortaya çıkardığı politikaların, savaş tamtamlarına dönüşmesi kimsenin lehine olmayacak diye de düşündürtüyor.
Bunun içindir ki Avrupa, dünyayı Trump'ın tehditlerine karşı daha dik durmaya çağırıyor. Almanya ve Fransa bu duruşun öncülüğünü yapan iki ülke olarak öne çıkıyor ama umarım bu dik duruş Zelenski'nin duruşu gibi, saman alevi gibi çabuk sönmez.