Yıllardır Kürtlerin sırtına vurulmuş ağır bir yüktür barış. Doğar doğmaz, kendini politik bir zeminde siyasal bir bilinç ezberinde bulan, kaç kuşaktır kaçmak istese de üstüne yapıştırılmış etiket ve fişlerden kurtulamayan, o etiketlerden kurtulmanın tek yolu, karşıtının etiketini taşımak olan bir halktan bahsediyorum.
Terörsüz Türkiye süreci başlayıp da somut adımlar atılmaya başlanınca Karadeniz'den bir dostum aradı: Burada oturmuş konuşuyoruz. Arkadaşlar, sen bilirsin bu Kürtler ne istiyor diye soruyor. Ben de, ne istediklerini bana değil, kendilerine sormanızı isterler dedim. Arkadaş da tanıdığım Kürt yok ki dedi. Ben de dedim ki ha işte, sorunun birini tespit ettin şimdiden dedim.
Bir tarafta sırtına barışın o ağır ve ulvi yükü yüklenmiş bir halk, diğer tarafta hiçbir zaman sorunu doğru tanımlayamamış ve doğru çözüme kavuşturamayan bir diğer halk.
Meselenin sadece Kürt'ün meselesi olmadığını, hatta daha çok, her yasa ve kanuna adını, etnik kimliğini etiketleyen Türkün de meselesi olduğunu kabul etmekle başlar çözüm.
Meselenin Kürt meselesi olduğu kadar Türk meselesi olduğunu da söylemekle başlar çözüm ve hatta tüm Türkiyeli halkların meselesi olduğunu kabul edip ettirmekle başlar.
On yıllardır öküzün altında buzağı arayıp o arayış da nice can kurban verenler, öküz kalkacak diye korkuyorlar. Öküz kalkacak da altında hiçbir şey olmadığı gerçeğini ve o duruma neden binlerce can kurban verdiklerini açıklamayacaklar diye korkuyorlar.
Yok ama bitti, bitiyor, hala savaş tamtamları çalanlar o korkularıyla yüzleşecek ve pişmanlıklarında boğulacaklar.
Hala direniyorlar, kendi lehlerine bile olsa her gelişmede, Kürtlerin lehine olabilecek durumlardan bile korkuyorlar.
Fenerbahçe'ye sponsor olan Chobani yoğurt markasının sahibi Hamdi Ulukaya'nın Türkiyeli ifadesine bile onca tahammülsüzlük neyin göstergesi dersiniz?
Aslında hazımsızlıkları Erzincan Kürtlerinden biri olan Hamdi Ulukaya'nın, Fenerbahçe gibi bir takıma parasıyla sponsor olabilecek kadar zengin olabilmesine.
Bu tahammülsüzlük, bu hazımsızlık, bu cahillik, barışa ne çok ihtiyaç duyduğumuzun somut göstergelerinden biri.