Sınavlar ve üniversiteler üzerinden artık ayyuka çıkmış o kadar hadise su yüzüne çıktı ki bunlara münferit olaylar ya da istisnalar demek için kör olmak gerekir.
Yok kör değil ve hala bunlara istisna nazarıyla bakıyorsanız, sizin de iyi niyet ve adil olduğunuzdan şüphe edilir. Kirlenme pahasına kiri sahiplenmek, akla zarar bir yaklaşımdır ki bunun adına siyaset denir.
Çalındığı ve kimi öğrencilere dağıtıldığı iddia edilen sorular ve ardından gelen sahte diploma vakaları bir yana, yıllardır çeşitli üniversite rektörlerince, yakınlarının lehine kadrolaşmalar ve yolsuzluklara, birileri el atıp bir bahar temizliğine girişmeyecek mi?
Yoksa bir zamanlar, şimdi eskimiş bir Adıyaman milletvekilinin, AK Partili bakan ve vekil yakınlarının KPSS'siz torpille üst düzey devlet kadrolarına atandığı iddiasını yalanlamaya bile gerek duymadan "Biz inançlı insanlarız değil mi; Cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede 'akrabalarını koru kolla' ayeti okunur" sözleri ile savunup "Vallahi sen Allah'ın ayetine bile karşı geliyorsan ben sana ne diyeyim" diye mi yapılanları savunacaksınız?
Bakın ilginç bir örnek vereyim, bir üniversitelerimizde rektörün eliyle yapılanı anlatayım. Rektör, iddia o ki sınava bile girmeyen oğlunu, rektör olduğu üniversitede Hukuk Fakültesine kaydediyor ve mezun ediyor. Bunu nasıl mı yapıyor?
Uluslararası Balkan Üniversitesi ile işbirliği protokolü yapıyor, ardından oğlunu bu üniversitenin Hukuk Fakültesine kaydettirip, yaptığı o işbirliği protokolü sayesinde oğlunu özel öğrenci statüsü ile rektör olduğu üniversitenin hukuk fakültesine yatay geçişle alıyor.
İddia o ki söz konusu protokolle ilk başvuruyu yapan rektörün oğluymuş. Buna ilişkin soruları da, oğlunun kronik kalp rahatsızlığını gerekçe gösterip, onu stresten korumak için sınava sokmadığını, onun için yaptıklarının yasal olduğunu "Usulsüz ve etik dışı bir şey yapmak bizi üzer. Oğlumun mezuniyeti YÖK'ün verdiği haklar çerçevesinde ve yasa dışı bir şey yok" diye cevaplamış.
Doğru demiş yalan değil. Ama eksik bıraktığı şey şu ki oğlunu o yasanın kapısından geçirmek için, oğluna özel protokol yaptığını söylememiş.
Hani derler ya; babanın çiftliği mi? Tam da buna örnek bir hadise değil mi?
Bahar temizliği şart.
