Bir utanç vesikası dense yeridir ama bu utanç bizim mi yoksa karar mercilerinin mi onu size bırakıyorum.
Avrupa Komisyonu ilk kez, güvenli ülkeler listesi hazırladı. Neden mi? Güvenli saydıkları ülkelerden AB'ye yapılacak iltica başvurularını reddetmek ya da daha hafif ifadesiyle ilticanın kabulünü güçleştirmek için.
Daha önce kimi AB ülkelerinin müstakil güvenli ülkeler listesi yaptıklarını biliyoruz ama ilk kez AB tarafından ortak belirlenecek güvenli ülkeler listesi tüm AB üyesi ülkelerce kabul edilip bu minvalde iltica başvuruları değerlendirilecekmiş.
Böylece AB, birikmiş ve yıllardır sonuçlandırılmayan iltica dosyalarını hızlı bir şekilde karara bağlayabilecekmiş.
Peki gel gelelim asıl can alıcı soruya: Bu güvenli ülkeler listesinde hangi ülkeler yer alıyor ya da dosdoğru soralım, Türkiye güvenli ülkeler arasında kendine yer bulabilmiş mi?
Belirlenen yedi ülke arasında, Kosova, Bangladeş, Kolombiya, Mısır, Hindistan, Fas ve Tunus var da Türkiye olmaz mı demeyin. Olmamış.
Yani AB diyor ki Türkiye yukarıda sayılı ülke kadar güvenli değil. Tabi bir taraftan buna sevinenler vardır. Ne de olsa her yıl politik nedenler bir yana, ekonomik sebeplerle Avrupa kapılarına dayanıp kapağı oraya atmaya çalışan binlerce insanımız var.
En azından onlar seviniyordur. Memleketi terk edip yaban ellerde ekonomik konforları için sıla hasretiyle yaşamak isteyenlerin hala bir şansları var.
Hatırlarsanız Avrupa Komisyonu, 2015 yılında benzer bir liste hazırlamaya çalışmış, Türkiye'nin listeye dahi edilip edilmemesi hususunda şiddetli tartışmaların sonu gelmeyince, listeyi oluşturmaktan vazgeçmişlerdi.
Tabi o zamanlar, işe taş koymak isteyen Kürt mülteci siyasetçilerden başkası yoktu ve onların tek başına mücadelesi bile Türkiye'nin listeye girmemesi için yetmişti.
Bugün öylemi ya? Kürt mülteciler hala karşı duruşlarını sürdürüyor ki artık yalnız da değiller, FETÖ'cüler bir yandan destek verirken, bir de Ulusalcı Kemalistler de cepheye katılmış görünüyor.
Bir yandan iktidar, kendine muhalif her ideolojiyi devlete karşı tehdit gibi görmeye ve her alanda kendinden ayrı olanı aykırı gibi tanımlayıp bedel ödettirmesi de bu sonucun sebebi diye okunabilir.
Henüz liste resmi olarak kabul edilmiş değil ama öyle görünüyor ki AB'deki siyasi mülteciler, cephelerini genişletmiş ve Türkiye'nin listeye girememesi, yani güvensiz ülkeler çemberinde kalması ve ilticanın yolunun kapanmaması için elinden geleni yapacağa benziyor.
Peki ülke olarak biz o cepheye karşı nasıl bir mücadele yürütüp güvenli sıfatını hak edebiliriz?
