Bürokrasi konusunda Avrupa'nın çok çok önündeyiz desem garipsemeyin. Yakın bir zamanda Avrupa'da yaşayan gurbetçi yakınlarımdan birinin anlattıklarına, hayret ettim. Hatta inanasım gelmedi.
Hele ki Almanya. Biz Türkiye'de birçok işimizi e-devlet üzerinden yapabilirken, Almanya'da kurumlar, vatandaşı matbu evrakla, ıslak imza peşinde koşturuyor. Hani işimiz görülsün evrak postada sürüncemede kalmasın, gecikme, aksama olmasın diye bizde ki gibi evrakı da vermiyorlar ki size, elden götürüp süreci hızlandırabilesiniz.
Türkiye'de dijital dönüşüm konusunda birçok gelişmiş ülkenin önündeyiz. Önündeyiz ve işlerin tıkır tıkır işlemesi gerekiyor.
İşliyor mu? Maalesef işlemiyor. Neden mi? Çünkü dijital dönüşüm, teknolojik yenilik, yeni yasalar vs. hepsi vatandaşın işi görülsün denilip, değiştiriliyor, geliştiriliyor ama maalesef kafayı değiştirmek öyle kolay olmuyor.
Kurumları ve işleyişlerini dilediğiniz kadar geliştirip, dönüştürüp, yenileseniz bile, söz konusu işlemin yürütüldüğü sürecin başına, eski kafalı bir dinozor ya da iş bilmez ama işgüzar bir memur koyduğunuzda, bütün işleyiş sarpa sarıyor.
Ne yapmalı peki? Hizmet içi kurslarla, memurun da gelişimini ve donanımını arttırmak gerekiyor. Yapılmıyor mu? Yapılıyor elbette ama bu sefer de o kursların başında, aynı tıynette bir memur olunca yine hedefe varılamıyor.
Varılamıyor çünkü birçok eğitim konusunda olduğu gibi; yapmış olmak için yapılan ama gerçekte yapılmayan uygulamalarla, liyakat bulanık suda bulunmaz oluyor.
Bu sefer de almadığı katılmadığı halde, memurun elinde hizmet içi kursun katılım belgeleri ile gelişmiş donanımlı görüntüsünde dinozorlar türüyor.
Dün bir arkadaşım arayıp memur olarak atandığını söyleyince, hayırlı olması dileğinde bulundum. İşe başlamak için bir tomar evrak toplaması gerekiyormuş. Toplamış. Lakin o evraklardan biri olan sağlık durumuyla ilgili kurul raporunda, mealen aynı olsa da yazılması gereken cümlenin lafzen farklı bir hali yazılmış.
Hal böyle olunca, kurul yetkililerine gidip, şunu düzeltmemiz lazım dese de maalesef bunun için dilekçe verip bir sonraki kurulu beklemesi gerektiğini söylemişler.
Araya bayram giriyor gecikeceğim dese de maalesef değişen bir şey olmamış.
Anlaşılan o ki kafaları değiştirmeden, yasaları ve uygulamaları değiştirip geliştirsek bile yarım yamalak kalıyor her şey ve daha da dolanıyor birbirine.
Eski usul olsa, e-devlet uygulamasına vs. geçmiş olmasak, belki manuel yürütülse, ıslak imzayla varılabilseydi sonuca, o zaman kolaydı. Cümleyi değiştir, yazıcıdan bir daha çıktı al, imzalat bitti.
Yok ama biz dijital dönüşüm ve gelişime geçtik. Eee kafalar peki. Ona var daha.