Normalimiz şaştı

Meryem Güneş

Meryem Güneş

18.04.2025 12:11

Ne zaman ne koşullarda evleneceğinize, ne zaman boşanacağınıza, kaç çocuk yapmanız gerektiğine, o çocuklara gebeyken ne kadar dolaşıp görünebileceğinize ve hatta o çocuğu nasıl doğuracağınıza, doğurdunuz, nasıl büyüteceğinize, kafasını hangi ezberlerle dolduracağınıza, kim karar veriyor? Ya da kim karar verecek?

Ne kadar özgür, ne kadar tutsak, nerde özgür, nerde esir yetiştireceğinize, nerde susup, nerde konuşacağına, peki? Kimin boykotuna katılacağına mesela. Kimin eyleminde terörist kimin eyleminde vatansever olacağına ya da.

Şu aralar bir tartışmadır almış başını gidiyor. Sağlık Bakanlığının vajinal doğumu teşvik eden kampanyaları kapsamında, Süper Ligin 31. Haftasında, takımların sahaya "Doğal olan normal doğum" pankartlarıyla çıkması tartışmaları daha da alevlendirdi.

Son olarak, Sivasspor ile Fenerbahçe arasında 13 Nisan Pazar akşamı oynanan maç öncesinde, ev sahibi Sivassporlu futbolcuların, aynı pankartla sahaya çıkması, konunun gündemdeki ağırlığını daha da arttırdı.

Normal ve anormali kime göre, neye göre belirliyoruz diye sorulur elbette. Bu konu ve kampanyada, yürütücü Sağlık Bakanlığı olunca, normali belirleyici olan elbette sağlıktır diye düşünmeli.

Elbette ki gösteri çağı ve dünyasında, kimi kadınların estetik ve fiziksel güzellik kaygılarıyla vajinal doğumu değil de sezaryenle doğumu tercih etmesi, her ne kadar annenin tercihi de olsa doğacak çocuğun haklarının, anne babasına rağmen ve karşı korunması göz ardı edilemez.

Buna rağmen anne ve babanın, çocuğumuzu nasıl doğuracağımıza ancak biz karar veririz, deme hakkı da saklı tutulmalıdır.

Politik ve ideolojik kamplaşmaları bir yana bırakıp, hayata hangi cepheden baktığımızı; seküler mi yoksa muhafazakar mı, hesaba katmaksızın, bu işin içinden, nasıl çıkılmalı?

Peki uzmanlar, hani şu bizim hepsi okumuş çocuklarımız, ne diyor? Genellikle sezaryen doğum sonrası, normal doğum yapma olasılığının çok azaldığı ifade ediliyor. Cerrahi bir operasyonun tabiatı gereği barındırdığı risklerin yanı sıra, kimi organların, özellikle rahme yakın olanlarının, operasyon sırasında zarar görme riskini de hesaba katmalıymışız.

Herkesin malumu olduğu üzere, annenin sezaryen sonrası toparlama dönemi vajinal doğuma kıyasla daha uzun sürer.

Vajinal doğumda bebek kendi çabası ve enerjisiyle doğmaya çalıştığı o kısa zamanda akciğer ve solunum yetisine bir nevi prova yaptırmış olacağından gelişimi daha sağlıklı olacaktır.

Eğer çocuğunuzu kendi sütünüzle emzirmeyi düşünüyorsanız ki onu yukarda belirttiğim estetik kaygılarla kimi anneler tercih etmiyor artık, çocuğunuzun sağlığını, estetiğinizden daha çok önemseyip emzirmeyi tercih ettiğinizde, sezaryenle doğan çocukların emme güçlüğü çektiğini de bilmelisiniz.

Ve her ne kadar düşük bir olasılık da olsa sezaryen doğumun annede kısırlık oluşturma ihtimali de varmış.

Tüm bu olasılıklara rağmen bir anne, neden sezaryen doğumu tercih eder diye sorsanız, uzmanlar bununla ilgili; bebeğin doğum esnasında, sıkışıp kalarak oksijensiz kalması olasılığını dillendiriyor. Bununla beraber, bebeğinin doğum zamanı geldiğinde, yanlış bir pozisyonda olması ya da çoklu gebeliklerde sezaryen doğumu tavsiye ediyor.

Ezcümle temel belirleyici anne ve bebek sağlığı olması gereken bir konuda bile kamplaşabildik karşı cephelerde atışmaya başladık ya.

Normal olmayan budur işte. Anormaliz her zaman ki gibi vesselam.

title