Meryem Güneş

Hobimizi fobiye çevirdiler

01.08.2025 11:59
Haber Detay Image

Devletin tarım politikasını az buçuk bilirsiniz. Tarımsal üretimi azaltmamak, tarım konusunda dışarıya bağımlılıktan kurtulmak, tarım ürünlerinde aşırı fiyat artışlarını engellemek için devletin sıkı müdahaleleriyle yürütülen politikalar.

Peki bu politikalarla hangisine ulaşabildik? Neredeyse hiç birine. İstendiği zaman, istenilen yerde tarım arazilerini imara açıp tarım üretimi sabote edilirken, tapulu arazisine küçük büyük, fark etmez vatandaşın bir yapı dikmesine müsaade edilmiyor.

Elbette ki kimsenin, çıkıp kendi ve ailesinin güvenliğini riske atıp dilediği gibi ev yapmasına müsaade edilmemelidir. Edilmiyor da. Ama kendi arazisinde ne yapabileceğine de vatandaş karar verebilmeli değil mi? Tarım yapmak isteyene tarım izni, bağ bahçe ya da ev yapmak isteyen belirli koşullar dâhilinde ev izni verilmelidir.

Birkaç yıl içinde iki deprem bir pandemi yaşayan bir toplum olarak, apartman yığınları içerisinden kaçıp bahçeli bir mekâna sığınmaya çalıştık hala da çalışıyoruz.

İmkânı olan var olmayan var. Şehir merkezlerinde az bir bahçesi olan müstakil evlerin fiyatı hepimizin malumu. Bu imkân ve olanağa ulaşmak için epey bir kabarık cüzdan sahibi olmalısınız. Peki ya değilseniz.

Ya yıllardır yatay mimari siyasetiyle dikey mimariye devam eden bir iktidarın yataya dönmesini beklersiniz, ya da kendi imkanlarınızla satın aldığınız hisseli küçük bir arazide kendi mütevazi bağ bahçe evinizi yaparsınız. İşin adına da hobi bahçesi dersiniz

Yasal mı değil ama devletin vicdan ve insafına sığınırsınız. Yapmaz, yıkmaz, çoluk çocuğumla kaçtığım, şehrin psikopat ruhuna alıp geri götürmez beni dersiniz.

Ama maalesef devlet evinizi de yıkar parmağınızı da keser. Devletin kestiği parmak acımaz diyorlar ama acıyor hem de çok acıyor.

Kaç yıl oldu bilmiyorum depremden sonraydı sanırım, TOKİ bahçeli ev yapmak isteyenlere küçük bölümlere ayrılmış araziler satacağını söyledi. Hatta kuraları da çekilip hak sahipleri belirlendi ama sahipler haklarına hala kavuşamadı.

Avrupa da belediyelerin şehrin göbeğinde bahçe yapmak isteyenlere ayırdığı, bölümlediği, düzenlediği hobi bahçeleri var. Belediye bu bahçeleri 50 yıllığına dileyene çok cüzi bir miktara kiralıyor.

Biz de yok.

Bizde ne var? Bizde anca yasak, yıkım.

Elbette hangi konuda olursa olsun devletin yasalarını çiğnemek kimsenin haddi olmamalı. Ama bununla beraber devlet şehrin stres ve gürültüsünden kaçmak isteyene, deprem ve pandemiden korunmak için küçük bir bahçe isteyene imkan da sağlamalı.

İşte o imkânlar dâhilinde usulünce değil de hala usulsüzlükte ısrar edenin evini başına yıkın.

Memleketin dört yanında hobi bahçelerine dönük yıkımları ara ara duyuyorduk. En son haber Batman'dan geldi. İnsanların çoluk çocuğuyla sığınmak, biraz doğada nefes almak için yaptıkları elliden fazla hobi bahçesi kolluk küvetlerinin denetiminde yıkıldı. Yıkımlar daha da devam edecekmiş.

Üstüne benzin dökeni, çoluk çocuğu ile yalvarıp ağlayanı ve daha neler.

Vatandaşın hobisini fobiye dönüştürdüler. Yok mudur bunun başka bir çıkar yolu? Vardır elbette ama en kolayı yasak, yıkım.

Yazarın Tüm Yazıları

title