Dilin kemiği yok ama kalemin ayarı?

Bir taraftan çıkıp, "Ben bilimi severim. İlimi severim ve bilim ve ilimden ayrılmayı hiç istemem. Bugüne kadar da bilim ve ilimden hiç uzaklaşmadım. Cahilliğe karşı müthiş bir derecede gıcıklığım vardır. Cahilliği hiç sevmem, cahil insanlarla bir arada olmayı hiç hazzetmem." Diyeceksiniz hem de bilimsel hiçbir dayanağı olmayan komplo teorileriyle milletin kafasını bulandıracak, korkularını körükleyeceksiniz.

Demezler mi bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

Adını sıklıkla, altın şöyle yükselecek, böyle düşecek minvalinde haberlerde görmeye alıştığımız, ekonomist, yazar ve iş insanı diye tanınan İslam Memiş, kendisinin ifadesiyle salt kendi düşüncesinden ibaret, herhangi bir bilimsel kaynağı olmayan bir komplo teorisi attı ortaya. Ne gariptir ki bilimsel dayanağı olmayan bu teorinin altını, üstünü, ötesini, berisini de bilimi severim, ilimi severim gibi cümleler de süslemeyi ihmal etmedi.

Mecrasından çıkıp farklı alanlarla da gündemi işgal etmeye çalışmasını kısmen anlarım ama bari bunu deprem gibi insanların korkuları ve travmalarını körükleyip toplumu huzursuz edecek konularda yapmasaydı.

Hadi diyelim yaptın, bilimsel dayanaktan yoksun depremle ilgili cahilane bir teori attın ortaya, o zaman "Cahilliğe karşı müthiş bir derecede gıcıklığım vardır. Cahilliği hiç sevmem, cahil insanlarla bir arada olmayı hiç hazzetmem." gibi afili cümlelerle kendi kuyunu kazma.

Belli ki yeni mecralarda gündem avına çıkmış. Yoksa, zaten toplumun, finans ve ekonomi konusunda azıcık kıymet verdiği sözünü kıymetinden düşürmezdi.

Altın almış başını gidiyor, milleti hoplatıp zıplatıyor. Ona dair söyleyecek çok şey var ama belli ki Memiş, aynı suda demlenmekten sıkılmış da mesnetsiz komplo teorilerinde geziniyor.

Hadi bakalım hayr olsun. Zaten pamuk ipliğine bağlı ekonomimiz, dibi boylamak için bahane aranıyorken siz yapmayın, bahane olmayın.

Pamuk ipliğine bağlı demem abartılı gelmesin size. Değil mi ki daha iki hafta önce bir gazeteci CHP'ye kayyum atanacağını ilan etmiş ardından piyasalar alt üst olmuştu. Borsa puan kaybetmiş, altını dövizi bilumum kıymetli maden fırlamıştı.

Ekonominin ortasına koca bir taş gibi ROK (Rasim Ozan Kütahyalı) düşmüştü. Kütahyalı gözaltına alındı ve iddiasıyla ilgili, "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçuyla Cumhuriyet Başsavcılığı adli soruşturma başlattı.

Adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkış yasağıyla Serbest bırakılsa da 1 ile 3 yıl arasında ceza istemiyle dava devam ediyor.

Kütahyalı verdiği ifadede çok üzgün ve pişman olduğunu söylemiş ama daha üzgünü, cebindeki parası eriyeni, üş beş biriktirdiği yarılananı ne yapsın.

Dün Kütahyalı oynadı milletin huzuruyla, bugün Memiş. Dilin kemiği yok anlarım ama kaleminizin de bir ayarı yok mu? Yapmayın efendiler.