Korkuya karşı inanç ve cesaret
Mert Çuhadaroğlu
Hepimiz hayatımızda farklı konularda korku hissederiz. Korkmak son derece normal ve olağan bir duygu durumudur. Diğer yandan eğer korkularımız bizim için çok önemli olan bir konuda harekete geçmemizi engelliyor iseler o zaman bu konuda bir şeyler yapabiliriz.
Bir tanıma göre cesaret korkmamak ya da korkusuz olmak değildir, var olan korkularla birlikte ilerlemeyi öğrenmektir. Hayatımızda korkuyu tamamen ortadan kaldırmamız mümkün olmadığına göre yapabileceğimiz en iyi şey eşit miktarda veya daha fazla cesaret ve inanç üretmek olacaktır.
Cesaret, aynen yüzme öğrenmekte olduğu gibi cesaret ederek öğrenilir. Başlangıçta küçük bir adım atmak bile yeterli olabilecektir, hatta bu şekilde olması tavsiye edilir. Sizin için önemli olan bir konu belirleyin ve bu konuda sizin için anlam ifade edecek küçük bir adım atın. Sadece aklımızla düşünerek cesur olamayız, sürece kalbimizi de dahil etmemiz gerekir. İşte bu noktada inanç kısmına geliyoruz.
Kendinize olan inancınızı geliştirmek için elde edeceğiniz minik zaferler kadar bu konudaki düşünce sisteminiz de önemli olacaktır. Kendinize başarılarınızı hatırlatabilirsiniz, kendinize daha fazla inanmak için neye ihtiyaç duyduğunuzu sorabilirsiniz ve aldığınız cevaplara göre bir plan oluşturabilirsiniz.
Korkulardan arınmayı beklediğimizde bu çoğu zaman hiç gerçekleşmeyebiliyor. Bu nedenle yapmak istediğiniz şey ile aranızda duran korkularınızı tanımlamanız ve buna rağmen ilerlemeyi tercih etmeniz yaşamınızda yapacağınız çok önemli bir seçim olacaktır.
İnsan dikkatini neye verirse o konudaki ihtimalleri büyüten bir enerji varlığıdır. Dikkatinizi endişelere ve korkularınıza verirseniz daha çok o konularda deneyimler yaşarsınız. Dikkatinizi ve enerjinizi bir şeyleri nasıl yapabileceğinize yöneltirseniz de o konuda fırsatlar yakalarsınız, seçim sizin, seçim bizim.
Yaşam baş döndürücü bir hızla akıp giderken farkında olmadan yaptığımız çok sayıda seçim var, işte bunlardan bir tanesi gerçekten çok önemli.
Korkularınızın peşinden mi gideceksiniz yoksa hayallerinizin mi?