Tuhaf
Kuvay Sanlı
İnsanın insanla ilişkisi bir tuhaf. Üç yüz yıl geriye bakar insan ve kendini yadırgar, geçmişin gerçeği ona çok ama çok uzak görünür.
Oysa içinde bulunduğu gerçek, bir zaman sonra ona daha da tuhaf gelecektir ama bu geri, düşük, çirkin durumunu bugün görmez, göremez insan.
*
Ne tuhaf değil mi, Prusya'da odunla son insan 1786'da yakılır.
Mesela 1711'de gene Prusya'da asker kaçaklarının burun ve kulaklarının kesilmesi için kanun çıkarılır.
Eski zamanlarda Avrupa'da çekirge, fare gibi hayvanlar ruhani bir yargının huzuruna çıkarılır. Bir avukatın savunduğu bu hayvanlara muhakeme sonucu ceza verilir ve ancak böylelikle hayvanlara karşı mücadele başlatılabilir. Böcek türlerinin de bu gibi muhakemeler sonucu aforoz edilmeleri hayvan için ne gam, insan için ne gerçek ama...
Sigismund 1412'de Motto Şatosu'nu ele geçirir ve içindeki 180 kişinin sağ elini kestirir. Onun bunu neden yaptığını anlamak kolay ama makul bulmak tuhaf.
Aslan Yürekli Richard, esir aldığı 15 Fransız şövalyesinin 14'nün her iki, birinin de bir gözünü oydurur. Fransızlar da buna 15 İngiliz şövalyesini kör ederek karşılık verir. Mütekabiliyet esasının tarihi eski tabii. Richard'a "Aslan yürekli" denir, tuhaf değil mi? Biziz bu tuhaflıkların öznesi, başkası değil.
1700, 1800'lere değin insan insanı yakmak, kazığa geçirmek, dörde bölmek, kızgın yağda kaynatmak, diri diri gömmek, derisini yüzmek şeklinde cezalandırır. Akıl düzeyi, suç karşısında bu uygulamaları adaletin tesisi olarak görür.
Tarihte tuhaflıkların ölçüsü, bu örneklerin çok ama çok üzerine çıkar. Acının duygusunu bir yazıda da olsa hissettirmemek adına, görece masum örnekleri paylaştım ve sanırım bu kadarı vermek istediğim mesaj açısından yeterlidir.
*
Bir erkeğin elde edemediği bir kadın için, kültürümüzün ürettiği en çirkin yaklaşımın bir benzerini, bugün bir ülkenin bir diğerine yaklaşımında görüyoruz. Rusya Ukrayna için "Ya benimsin ya toprağın" diyor ve SSCB nostaljisiyle, Ukrayna'nın modernleşmesini istemiyor. Sınırları içinde egemenlik sorunu olmayan bir ülkeyi, Ortaçağ'da değil 21. Yüzyılda gözler önünde çatır çatır…
Ya ABD ve Avrupa?
Öylesine "aslan yürekli"ler ki, bir iki gün içinde iki taraftan ölen 100 insan gerçeği karşısında, Rusya'ya kınama ve yaptırım açıklamasında bulunuyorlar. Biden "Ukrayna'ya şu kadar para ödedik, bu kadar da ödeyeceğiz…" derken, mazeretini arz eder gibi. Ortaçağ'da büyük oranda paralı askerler sahne alırlardı değil mi? Para ve insan hayatı ilişkisi ne tuhaf.
Ekonomik yaptırım açıklamaları, kategorik açıdan başka bir şeydir ve Ukrayna'nın bugün yaşadıklarının önünü kesmez. Ukrayna'nın düştüğü bu duruma değin süreç içinde yanında gözüken ülkeler şimdi, "Olan olsun biten bitsin, sonrasında biz gereken cezayı veririz" der gibi.
ABD ve Avrupa'nın tüm yapabileceği bu mu? Bu beyan düzeyi, Ukrayna açısından can yakıcı olsa gerek. Ukrayna ve hatta Rusya, bu aşamaya pek de kendi başına gelmedi çünkü. ABD'nin payı az mı sizce? Ama bu tuhaflıkta iki kaybeden var başka yok: Ukrayna ve insanlık.
Eski zamanlarda kimi Batılı tarihçiler, bir liderin acımasız olmasını erdem sayar, merhameti hata olarak görürlerdi. O gün insan akılın gerçeği buydu. Ya bugün? Savaşa bir anlamda göz yumulduğunu söylemek yanlış mı olur?
Bütün bu çirkinlikleri yapıp eden insanın dün de bugün de kendisi için hep geçerli nedeni olmuştur. İnsan yaşadığı günün getirdiği eksik ve yanlış nedenlerin ne zaman üstüne çıkar ve insan onuruna, insanın gerçeğine uygun şekilde yaşar dersiniz?
*
Avrupa'da eski zamanlarda bir ülkede, fahişeler cezaya konu olmaz, verdikleri vergilerden dolayı yararlı kişiler olarak görülürler. Ancak onlara bir ev kiralanması durumunda, kiralayan cezaya çarptırılır. Erkek ve kadının bu karşılıklı ilişkisinde bir sorun yoktur ama fahişenin bir evde yaşamasında vardır. Ukrayna'nın yanında olduğunu söyleyen ABD ve Avrupa, savaş öncesiyle kıyaslandığında bugün, tutarlılık açısından daha iyi bir görüntü vermiyor.
Leewenhock'un insan tükürüğünde bakteriyi görmesinden bu yana 339 yıl geçti ama insan, aklının tükürüğünü görmeye hala daha uzak.