Sürdürülebilir ekoloji eğitimi neden olmalı?
Kübra Sezginer
Ormanlar, içinde barındırdığı bütün canlı türleriyle doğadaki dengenin ne kadar önemli olduğunu gösteren, yaşam döngüsünü ve mücadelesini bizlere öğreten, geçmişin tarihi izlerini taşıyan canlı laboratuvarlardır.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında sanayileşme süreci ve şehirleşme ile doğal alanlar yavaş yavaş kaybolmaya ve bozulmaya başlamıştır. Doğadan kopan insanlar, şehrin kirli kalabalığına hatta evlere, günümüzdeki spor salonlarına, alışveriş merkezlerinin nefes aldırmayan alanlarına hapsolmuşlardır. Ormanı, doğayı ve çevresini tanımayan, kendine yetemeyen, fiziksel teması en aza inen, üretemeyen, özgüvensiz, sürdürülebilirlik kavramından uzak tüketen bir nesil ortaya çıkmaya başlamıştır.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; tüketen nesil sonucunda, tükenen bir dünya ortaya çıkmakta, küresel krizler oluşmakta (küresel ısınma, su kıtlığı, kuraklık, buzulların erimesi, ormansızlaşma, yangınlar, hayvan ve bitki nesillerinin tükenmesi vb…) ve doğanın dengesi bozulmaktadır.
Çevreyi geleceğimiz olarak kabul eden, ormanı ve doğayı seven bir nesil; yaratıcı, bağımsız düşünebilen, üretim odaklı, doğaya duyarlı nesiller olacağı gibi, insanlık açısından vicdani değerleri yüksek bireylerin yetişmesini de sağlamış olacaktır.
Bugün orman ve doğa hakkında yapılan iyi eğitimlerin örnekleri Avusturya, İsviçre, Almanya ve Fransa'da görülmekte, diğer Avrupa ülkelerinde de benzer çalışmalar yapıldığını görmek mümkündür. Ülkemizde son yıllarda doğa eğitimlerine verilen önem sayesinde, doğa bilinci ve farkındalığı yüksek bireylerin popülasyonundaki artış ile daha sürdürülebilir bir kalkınma devrimi oluşmaya başlamıştır.
Ülkemizin de imzaladığı uluslararası anlaşmalar çerçevesinde geleceğin ekonomisi olacak yeşil ekonominin kurulması ve yürütülmesinde böyle eğitim programlarını almış nesillere ihtiyaç olacaktır.
Bu eğitim, insanları sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan sürdürülebilir kalkınma konusunda teşvik etmekte ve eğitmektedir. Doğa ve sosyal bilimler arasında bir köprü oluşturmakla birlikte çevre sorunlarının yapısını da bünyesine dahil eden bütünsel ve sistematik bir yaklaşım sunmaktadır.
Bir orman mühendisi ve eğitimci olarak kanaatim; sürdürülebilir ekoloji alanında verilecek eğitimlerin temel hedefinin "farkındalık oluşturmak" olmasıdır. Doğanın işleyişi ile ilgili bilgi sahibi olmak, doğaya karşı olumlu davranışlar geliştirmek, tüketim alışkanlıklarını doğaya uyumlu olacak şekilde sadeleştirmek, doğayı araştırmak ve doğanın korunmasına aktif katılım sağlamak bu eğitimin önemli amaçlarındandır.
Bireylerin doğa ile bağlarını güçlendirebilmesi, doğadaki yaşam döngülerini, permakültürün ve onarıcı tarımın temellerini öğrenirken doğayla daha uyumlu bir şekilde yaşayabilmek için neler yapılabileceğini deneyimleyebilmesi doğayı tanımakla başlar. Doğayı keşfederek tanıyan bireyler hem ekolojik döngünün sürdürülebilirliği bilinci kazanmış olurlar hem de mental olarak daha sağlıklı bir hayat yaşarlar.