Büyük şehirden kaçış
Kerem Katıoğlu
Evet, çok duyduk bu sözü. Her insanın stres, kaos dolu şehirlerden kaçmak için bambaşka çözümleri vardır. Ben uzun yıllardır İstanbul gibi bir metropolde yaşayan biri olarak çözümü yürüyüşte buldum. İstanbul gibi yoğun şehirlerde boğulmamak için çabalamak gerekiyor. Monoton hayatımdan gerçekten sıkıldığım noktada eşimle birlikte basit yürüyüşler yapmaya karar verdik. Ve bu karar bizi boğulmaktan kurtardı diyebilirim. Şehrin içinde olsanız bile bu küçük yürüyüşler insana nefes aldırıyor. Şehrin içindeki yürüyüşler, şehirlerin bizlere sunabileceği en heyecan verici deneyimlerden biri. Özellikle İstanbul gibi her köşesinden tarih, kültür ve sanat akan bir şehir size bu deneyimin doruklarını yaşatıyor diyebiliriz. Bir şehrin sokaklarında gezerken hem keşif hem de aynı anda zihninizi dinlendirme imkanı buluyorsunuz. Modern dünyada, zihinlerimizi günlük problemlerden kısa bir süreliğine de olsa uzaklaştırıp rahatlamak her insanın psikolojik sağlığı için gereklidir.
Bir gün yaptığımız bu küçük yürüyüşleri acaba büyütsek mi diye düşünürken gezi rotaları düzenleyen farklı gruplar olduğunu sosyal medya aracılığıyla keşfettik. Bu gruplar, rehberle birlikte şehir içi gezi rotaları, doğada yürüyüş rotaları, kamp etkinlikleri gibi birçok etkinlik düzenleyerek insanları buhranlarından kurtarıyor diyebiliriz.
Bu rehberler için turizmin mihenk taşları demek yanlış olmaz çünkü turizmcilerin en temel görevi olan 'turistlere' unutulmaz bir deneyim yaşatmak görevini üstleniyorlar. Burada bahsettiğim 'turist' için illa yabancı turist düşünmenize gerek yok sizlerde kendi yaşadığınız şehirlerde turist olabilirsiniz. Ve inanın bana kendi şehrinizde turist olmak çok eğlenceli.
Doğa yürüyüşü denilince aklınıza sadece şehirlerin dışındaki ulaşması zor dağlar gelmesin. İstanbul gibi neredeyse tamamı betonlaşmış bir şehirde bile o kadar çok koru ve orman var ki! Rehberler eşliğinde bu ormanları keşfetmek sanki şehirde değilmişsiniz hissiyatını veriyor. Bu kadar şehir içinde ama bir o kadar da şehirden uzak olmak muazzam bir şans.
Eğer doğa yürüyüşlerini daha da ilerletmek isterseniz doğa turizminde olanaklar sınırsız diyebiliriz. Türkiye gibi doğa sporları için doğal şartların bu kadar uygun olduğu bir ülkede sınırsız seçenek demek yanlış olmaz. Kanyon geçişleri, dağ tırmanışları, rüzgâr sörfleri ve daha saymakla bitmeyecek aktiviteler. Bu sporlar yeni başlayanlar için zorlu olacağından rehberlerin gerekliliği yadsınamaz.
Turizm, ülkemizde bacası hiçbir zaman dumansız kalmayacak bir endüstri olmakla birlikte sadece ekonomik anlamda ülkemize katkı sağlamakla kalmıyor. Doğa turizmiyle birlikte bizlere psikolojik anlamda da yardım sağlıyor. Umarım mutluluğu bulmakta zorlandığımız bu günlerde yürüyüş bana olduğu gibi sizlere de yardımcı olur.
Sayın Aydın Ceylan'a bu tecrübeyi bizimle paylaştığı için sonsuz teşekkürler.
Yürüyüşle kalın.