istanbul depreminde toplanma merkezlerindeki yemek dağıtım konusunda dikkat edilmesi gereken hususlar.

Kayhan Tarhan

İstanbul İçin Uyarı Niteliğinde: Depremde Yemek Dağıtımı Hayat Kurtarır!
Şef Kayhan Tarhan | Gastronomi Uzmanı | 20 Yıllık Tecrübe ile
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da 6.2 şiddetinde bir deprem yaşandı. Çok şükür ki büyük bir yıkım olmadı, ancak bu sarsıntı hepimize bir şeyleri tekrar hatırlattı: "BÜYÜK DEPREM" kapıda olabilir. Bilim insanlarının yıllardır yaptığı uyarılar artık çok daha somut hale geldi. Bugün korkuyla atlattığımız bu küçük deprem, yarın ne yazık ki çok daha acı bir gerçekle yüzleşeceğimizin habercisi olabilir.
Ben bu yazıyı bir mutfak şefi olarak değil, bir insan olarak yazıyorum. Ancak 20 yıllık gastronomi tecrübemle şunu net bir şekilde söyleyebilirim: Deprem sadece binaları yıkmaz, organizasyonları da yıkar. Özellikle afet sonrası yemek dağıtımı süreci, eğer doğru kurgulanmazsa, yardım etmek isterken daha büyük krizlere neden olabilir.
Hatay Depreminden Alınması Gereken Dersler
1. Plansızlık:
Depremin hemen ardından bölgeye ulaşan gönüllüler, belediyeler ve STK'lar, çok büyük bir özveriyle yemek üretip dağıtmaya çalıştı. Ancak kimin ne yaptığı, ne kadar yemek dağıttığı ve kime ulaştığı belli değildi.
2. Hijyen Sorunları:
Yeterli altyapı kurulamadığı için yemekler hijyenik şartlarda dağıtılamadı. Bu da zehirlenmelere ve salgınlara davetiye çıkardı.
3. Koordinasyonsuzluk:
Aynı sokakta 5 kez yemek dağıtımı yapılırken, diğer sokaklara hiç gidilemedi. Bu durum sadece kaynak israfına değil, insanların çaresizliğinin büyümesine de neden oldu.
4. Yaralılara Uygun Beslenme Planı Yoktu:
Enkazdan çıkan yaralı insanlar, sindirim sistemi hassas, çocuklar ve yaşlılar için özel menüler hazırlanmadı. Oysa bu en temel ihtiyaçlardan biriydi.
İstanbul İçin Şimdiden Alınması Gereken Önlemler
1. Yemek Dağıtımı için ÖN KOORDİNASYON MERKEZİ Kurulmalı:
Her ilçede önceden belirlenmiş, afet anında aktif hale gelecek bir "Gıda Koordinasyon Ekibi" olmalı. Bu ekipte profesyonel mutfak şefleri, lojistik uzmanları, gönüllüler ve sağlıkçılar yer almalı.
2. Mobil Mutfaklar Hazırda Tutulmalı:
İstanbul'un stratejik noktalarında, hızlıca aktif hale gelebilecek tam donanımlı mobil mutfaklar hazır bulundurulmalı. Bu mutfaklar sadece yemek pişirmek için değil, gıda güvenliği açısından da denetlenmeli.
3. Önceden Hazırlanmış Menü Planları Oluşturulmalı:
Afet bölgelerinde ihtiyaç duyulan kaloriyi karşılayan, kolay sindirilen ve uzun süre saklanabilen menüler şimdiden oluşturulmalı. Bu menüler çocuk, yaşlı, yaralı ve özel beslenme gereksinimi olan bireyler için özelleştirilmeli.
4. Gıda Güvenliği Eğitimi Verilmeli:
Gönüllülere, belediye çalışanlarına ve aşçılara "afet anında hijyen ve gıda güvenliği" eğitimi verilmesi şart. Unutmayalım, iyi niyet tek başına yeterli değildir.
5. Deprem Tatbikatlarına Gıda Dağıtımı da Dahil Edilmeli:
Şu ana kadar yapılan tatbikatların çoğunda barınma, arama-kurtarma ve sağlık ön plandaydı. Ancak gıda dağıtımı süreçleri test edilmeden gerçek bir afet anında başarı şansı düşüktür.
6. Şefler ve Gastronomi Uzmanları Sürece Dahil Edilmeli:
Bizler, yani bu işin uzmanları olarak afet anında neyin nasıl pişirileceğini, nasıl dağıtılacağını, hangi yemeğin neye sebep olabileceğini çok iyi biliyoruz. Yetkililer, gastronomi profesyonellerini bu sürecin içine mutlaka dahil etmeli.