Kayhan Tarhan

Gıdada İzlenebilirlik: Avrupa Nerede, Türkiye Ne Kadar Geride?

15.05.2025 09:31
Haber Detay Image

Gıdada İzlenebilirlik: Avrupa Nerede, Türkiye Ne Kadar Geride?

Gıda güvenliği günümüzde sadece sağlık açısından değil, aynı zamanda ekonomik, çevresel ve politik boyutlarıyla da en kritik konulardan biri haline gelmiştir. Bu noktada "gıdada izlenebilirlik", yani bir gıda ürününün üretimden tüketime kadar olan yolculuğunun kayıt altına alınması ve gerektiğinde geri izlenebilmesi, hayati önemdedir.

İzlenebilirlik Nedir?

İzlenebilirlik, bir gıda ürününün tüm tedarik zinciri boyunca geçirdiği aşamaların şeffaf bir şekilde kayıt altına alınmasıdır. Buna çiftlikten sofraya kadar olan süreçte üretim yeri, üretim tarihi, taşıma koşulları, işleme ve ambalajlama aşamaları gibi veriler dahildir.

Bu sistem sayesinde;

• Gıda kaynaklı hastalıkların kaynağı daha kolay tespit edilebilir,

• Hatalı ya da riskli ürünler hızlıca piyasadan çekilebilir,

• Tüketiciye güven verilir,

• Kalite kontrol süreçleri güçlendirilir.

Avrupa'da Gıdada İzlenebilirlik Nasıl Takip Ediliyor?

Avrupa Birliği (AB), izlenebilirlik konusuna son derece ciddi yaklaşmaktadır. 2002 yılında çıkarılan 178/2002 sayılı AB Gıda Yasası, tüm gıda ve yem zincirinde izlenebilirliği zorunlu kılmıştır. Bu yasa sayesinde:

• Her işletme bir önceki ve bir sonraki aşamayı belgelemekle yükümlüdür,

• Dijital veri sistemleri kullanılarak barkod, QR kod, RFID etiketleme gibi teknolojilerle ürün hareketi takip edilir,

• Üretici ve tedarikçilerin sorumlulukları net şekilde tanımlanmıştır.

Ayrıca AB ülkeleri, blockchain teknolojisi ve yapay zeka destekli takip sistemleriyle ürünlerin sadece nereden geldiğini değil, hangi şartlarda üretildiğini ve hangi süreçlerden geçtiğini de kayıt altına almaktadır.

Türkiye'de Durum Ne?

Türkiye'de izlenebilirlik sistemi Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kontrolünde olmakla birlikte, uygulamada pek çok eksiklik mevcuttur:

1. Zorunluluklar yeterince denetlenmiyor:

TÜRKGAP ve Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi (GGBS) gibi sistemler kurulmuş olsa da, bunların sahada aktif ve entegre kullanımı sınırlı.

2. Dijital altyapı eksik:

Ürün hareketlerini kaydeden dijital altyapılar (örneğin blockchain tabanlı çözümler) çok sınırlı sayıda işletmede mevcut. Gıda zincirindeki küçük üreticilerin çoğu hâlâ manuel kayıt tutuyor.

3. Tüketici bilinci düşük:

Tüketiciler, ürünün izini sürebilecek barkod veya QR kodlara karşı yeterince ilgili değil. Oysa Avrupa'da tüketiciler bu verileri doğrudan talep ediyor ve kararlarını buna göre veriyor.

4. Geri çağırma mekanizmaları zayıf:

AB'de hatalı bir ürün piyasaya sürüldüğünde, saatler içinde tüm zincirden toplanabiliyor. Türkiye'de bu süreç hem yavaş hem de çoğu zaman tam uygulanamıyor.

Ne Yapılmalı?

• Dijitalleşme yaygınlaştırılmalı. Tüm tedarik zinciri aktörlerinin ortak veri tabanlarına erişimi sağlanmalı.

• Küçük üretici desteklenmeli. Küçük çiftlikler ve işletmeler bu sisteme entegre olabilmeleri için maddi ve teknik olarak desteklenmeli.

• Tüketici eğitimi artırılmalı. İzlenebilirlik sadece üreticinin değil, tüketicinin de talebiyle güçlenir.

• Zorunlu barkod/QR sistemleri tüm ambalajlı gıdalarda aktif hale getirilmeli.

Sonuç olarak, izlenebilirlik, modern gıda sistemlerinin en kritik bileşenlerinden biridir. Avrupa bu konuda ciddi mesafe almışken, Türkiye'de mevzuat var ama uygulama zayıftır. Bu farkı kapatmak için dijital altyapı yatırımları, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve eğitim şarttır.

İzlenebilirlik sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda gıda güvenliğinde ve marka güvenilirliğinde sürdürülebilirliğin temelidir.

Yazarın Tüm Yazıları

title