Günümüz İlişkilerinin En Önemli Sorunu: Aldatmak
Karan Tugay Gönenç
Günümüzde ilişkiler, çok çabuk yıpranıyor. Her şeyin kapitalist üretim ilişkileri içerisinde eridiği ve zaman içinde yok olduğu düşünülünce değer olarak gördüğümüz şeyler bile zaman içinde metaya dönüşüyor. Metalaşan her şey, bir süre sonra tüketim unsuru haline gelir ve insanlar için sıradanlaşır, basitleşir ve önemsizleşir. Kadın-erkek ilişkilerinin belki de en önemli sorunlarından biri olan aldatmak, sadece basit bir eylem değildir; aynı zamanda ilişkiye değer verilmemesinin bir göstergesidir. Kadınla erkek arasındaki en değerli ve mahrem ilişkinin giderek deforme olması ve bunun sonucunda araya farklı beklentilerin girmesi, taraflardan birinin ya da ikisinin ilişkiye sadık olmaması gibi bir sonucu doğurabiliyor. İlişkiyi sadece haz duyulan bir süreç olarak görenler, geleceğe dair herhangi bir öngörüleri ve talepleri bulunmayanlar, ne yazık ki bir süre sonra, belki de hazzı istedikleri gibi yaşayamadıkları için bir arayış içerisine girebiliyorlar.
Aldatmak Nedir?
Türk Dil Kurumu'nun güncel Türkçe sözlüğüne göre "aldatmak" şu anlamlara geliyor:
"Beklenmedik bir davranışla yanıltmak, karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak, birine verilen sözü tutmamak, yalan söylemek, bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek, yanlış yapmaya yöneltmek; kandırmak, karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek, olmayacak bir şeyle oyalamak."
Tüm bu tanımları bir arada düşündüğümüzde aldatmak kelimesinin temelinde muhatabın güvenini zedelemeyen ve onu kandıran bir davranış bulunduğu anlaşılıyor. O halde aldatmak, hangi bağlamlarda olursa olsun, birinin bir başkasına, beklenmeyen bir davranış sergilemesi, ona olmayacak bir davranış sergilemesidir.
Aldatan Aslında Aldanır?
İlişkiler bağlamında düşünülecek olursa aldatmak, bu eylem gerçekleşirken keyif hatta zevk verici bir olabilir. Gizli kapaklı yapıldığından, yeni bir arayışı temsil ettiğinden, beklentisiz bir haz verdiğinden dolayı aldatmak, bu eylemi gerçekleştiren kişi için geçici bir tatmin sağlar. Bu tatminle kendini mutlu hisseden, mutluluğunu yaşadığı farklı deneyimle sağlayan biri için aldatmak sevgi ya da aşk olmaksızın, sadece ve sadece haz veren bir eyleme dönüşür. Peki bu kişiler sadece aldatmış mıdır?
Aslında Aldanmışlardır…
Aldatan insanlar, kestirmeden söylemek gerekirse sadece aldatmış olmazlar, aynı zamanda aldanmış olurlar. Onların gerçekleştirdiği bu gizli kapaklı eylem, partnerleri şahsında değerlerinin azalmasına, onları tanıyan insanların güven duygularının zedelenmesine neden olur ki aslında aldatma eylemiyle daha sonra kuracakları duygusal olan ya da olmayan ilişkiler için güven kaybı yaşarlar. Eskilerin suiistimal dedikleri şeyi yapmış olurlar. Kendilerine verilen krediyi kötü kullanan, sadakat duygusuna zarar veren bu kişiler gerçekleştirdikleri aldatma eylemiyle aslında kendilerini kandırmış ve aldatmış olurlar. Onur, güven, bağlılık, kıymet gibi kavramların kendilerinde olmadığını göstermek suretiyle insanlıklarını zedelerler ve aldatarak evrensel insani değerler karşısında aldanmış olurlar.