Hacer Aydın

5 Milyon Kişiye 2B Müjdesi: Tapu Geliyor!

30.05.2025 16:39
Haber Detay Image

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada 2B arazilerinin kullanıcılarına devrine yönelik çalışmaların hızlandığını duyurdu. Kurum, "Vatandaşlarımızın yıllardır kullandıkları ancak tapusunu alamadıkları arazilerde, mülkiyet haklarını teslim edeceğiz," dedi. Bu açıklama,kırsalda yaşayan, tarım ya da barınma amaçlı olarak yıllardır 2B arazilerini kullanan vatandaşlarda umut yarattı.

Ancak mesele göründüğü kadar kolay değil. Türkiye, daha önce de 2B düzenlemeleri yapmış bir ülke. Ve bu düzenlemelerin uygulama süreçlerinde pek çok sorun yaşandı. Vatandaş bu yeni süreçte neyle karşı karşıya kalabileceğini bilmeli.

2B Nedir, Neden Önemlidir?

2B arazileri, 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman vasfını yitirmiş, fiilen tarım veya yerleşim amacıyla kullanılan alanlardır. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi gereğince bu alanlar orman sınırları dışına çıkarılıp Hazine adına tescil edilir. Devlet, bu arazileri belli koşullarla satışa çıkarır. Öncelik, bu arazileri uzun süredir kullananlarındır.

Bu araziler, çoğunlukla kırsal yerleşim yerlerinde bulunur ve büyük bölümü yıllardır aileler tarafından kullanılmaktadır. Ancak mülkiyet hakkının olmaması, hem ekonomik hem hukuki güvencesizlik yaratmaktadır.

Geçmiş Uygulamalardan Ne Öğrendik?

2012'de yürürlüğe giren 2B yasası, büyük umutlarla başlamış, ancak birçok sorunla anılmıştı. Gerçek kullanıcı yerine başkalarının tapu sahibi olması, ödemelerin yüksek tutulması nedeniyle halkı çok da memnun etmemişti. Hak sahiplerinin bir kısmı borçlarını ödeyemedi. Altyapı ve imar planlarının yetersizliği gibi pek çok farklı sıkıntı yaşandı. Bazı bölgelerde kadastro çalışmalarındaki hatalar nedeniyle hak kayıpları oluştu.

Yaşanan en büyük sıkıntılardan biri "Fiili kullanıcı kimdir?" sorusunun cevabı oldu. Pek çok hak sahibi konuyu mahkemelere taşıdı.Arazilerini yıllardır kullanan vatandaşlar, bu hakkı komşusuna kaptırdı.

Bu yaşanmışlıklar, 2025 itibarıyla başlayan yeni sürecin de dikkatle yürütülmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Yeni Dönemde Neler Bekleniyor?

Bakanlığın açıklamasına göre, bu defa kadastro ve kullanım tespit çalışmaları daha detaylı yapılacak. Kadastro tutanaklarında arazinin kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, üzerinde yapı varsa kime ait olduğu gibi bilgiler yer alacak. Bu kayıtların doğruluğu, sürecin adaleti açısından belirleyici olacak.

En yoğun çalışmaların yürütüldüğü iller arasında İzmir, Aydın, Manisa, Antalya, Ankara, Mersin, Adana ve Samsun bulunuyor. Bu şehirlerde hem tarımsal hem yerleşim amaçlı kullanılan binlerce hektar 2B arazisi bulunuyor.

Riskler ve Beklentiler

Yeni sürecin şeffaf ve adil yürütülmesi, yalnızca mülkiyet teslimi değil, aynı zamanda kırsalda ekonomik güvenliğin tesisi anlamına da gelir. Ancak bazı riskler göz ardı edilmemeli:

Kullanım kadastrosunda yapılabilecek hatalar yeni mağduriyetlere yol açabilir.

Fiili kullanıcının dışında kişilere tapu verilmesi hâlinde önceki dönemde yaşanan sıkıntılar tekrar eder.

2B arazilerinin bir kısmının ileride yatırımcılara satılması, köylünün elindeki toprağın el değiştirmesine ve kırsalın boşalmasına neden olabilir.

Ayrıca tapu verilmiş olsa dahi, bu arazilerin çoğunda imar, yol, su, altyapı gibi hizmetler hâlâ yok. Dolayısıyla mülkiyet hakkının tanınması, sorunların yalnızca bir kısmını çözecek.

Sonuç

2B arazilerinin tapu süreci, devletin vatandaşla olan en karmaşık mülkiyet ilişkisidir. Yıllardır süren belirsizliğin çözüme kavuşması elbette önemlidir. Ancak geçmişteki uygulamalardan ders alınmazsa, bu süreç de yeni sorunların kapısını aralayabilir.

Vatandaşların adil şekilde haklarına kavuşabilmesi için kadastro işlemlerinin titizlikle yürütülmesi, değerlendirme ölçütlerinin açık ve kamuoyuna şeffaf şekilde sunulması gerekir. Aksi halde bir çözüm girişimi daha, geçmişte olduğu gibi tartışmalarla anılabilir.

Yazarın Tüm Yazıları

title