İstediğimiz için mi eyleme geçeriz, eyleme geçtiğimiz için mi isteriz?
Goncagül Kemancı
İstemek mi yoksa eyleme geçmek mi ?
Hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde kısa veya uzun vadeli isteklerimizi gerçekleştirmek hayalinde oluyoruz. Bunu gerçekleştirebilecek yolları ve ihtimalleri göz önüne aldığımızda zihinlerimizde birçok yol oluşturduğumuzu fark edebiliriz. Hatta bu yolları oluştururken zorluk derecelerine de bir pay biçer hangi yoldan gideceğimizi kestirmeye de çalışırız.
Toplum bu durumla ilişkili bizi farklı şekillerde yönlendirir. Çevremizde çok fazla duyacağımız cümleler vardır.
"Gerçekten istersen evren sana bunu verecek."
"Tüm kalbinle istemen gerekiyor."
"Eğer olmuyorsa yeterince istemiyorsun demektir. Daha fazla odaklanmalısın…"
Burada sorulması gereken soru gerçekten istersek hedeflerimize ulaşabilir miyiz ? Hayallerimiz sadece çok fazla istemeye mi bağlı ?
Durum aslında tam tersini gösteriyor. İnsan belirli bir hedefe ulaşabilmek istiyorsa öncelikle beyninin çalışma yapısını değiştirmesi gerekir. Beynimiz aslına bakarsanız biraz tembeldir. Her gün kullandığı yolu kullanmak ve daha az enerji harcamak ister. Bu da eski bilindik yaşam tarzını, yeni yaşam tarzıyla değiştirmeme eğiliminin ne kadar yüksek olduğunu gösterir çünkü bildiği yol bilmediklerinden iyi diye düşünür fakat burada bir problem var. Eski yaşam tarzı ona ulaşmak istediği hedefleri getirmemektedir.
Burada bir problemi çözmesi gerekmektedir ve tekrar sorumuza dönelim. İstemek mi bizi daha çok hedeflerimize ulaştırır yoksa eylemlerimiz mi ?
Cevap şaşırtsa da eyleme geçmek insanın hedeflerine ulaşmasında çok daha işlevseldir. Eyleme geçtiğimiz anda beynimiz yeni yollar deniyor demektir. Birinci gün bunu başardıktan sonra ikinci ve üçüncü günler bunu devam ettirebilmesi de hayat alışkanlıklarını değiştirecek ve yaşamını hedeflerine ilerleyen yola daha uyumlu hale getirebilecektir. Burada sadece adapte etme düzeni yoktur. Ayrıca bizi istediklerimizden alıkoyabilecek diğer alışkanlık haline getirdiğimiz davranışların da kırılması ve yerine bizim için daha işlevsel davranışların gelmesi de söz konusudur. Bilişsel ve Davranışçı Terapinin de özünü oluşturan bu durumu basitçe şöyle açıklayabiliriz.
Günlerinizi istemeseniz bile hedefinize ulaşmada atacağınız adımlara ayırıp her gün bu çalışma planlarını tekrar ederseniz belirli bir süreden sonra beyniniz buna alışacak ve ertesi gün otomatik olarak bu iş için çalışma durumuna geçebileceksiniz. Bu da kaçınılmaz olarak sizi eninde sonunda bir gün hedeflediğiniz noktaya götürecek.
Bazen istemesek bile adım atmaya kendinizi zorlamanız isteklerimizin de bu yönde değişmesini sağlayacak. Nihayetinde artık neden sadece istemenin ve düşünmenin yetmediğini tam tersi gibi gelse de eylemlerin düşünceleri de şekillendirebildiğini artık biliyoruz.
Hedeflerinizde ve bu hedeflere ulaşma yolculuğunun artık nelerden etkilendiğini ve nasıl davranmamız gerektiğini biliyoruz. Bu yolda gerekli olan eylemleri artık tanıyorsunuz. Başka bir içerikte tekrar görüşmek üzere..