Suçlamalarla Baş Etmek
Fatma Ece Gödeoğlu
Bazen hayat, beklenmedik bir suçlama yağmuruna tutulduğumuz anlarla doludur. Bir sabah uyandığımızda, en yakın arkadaşımızın sesinden duyduğumuz o cümle: "Sen olmasaydın her şey yoluna girecekti." Kafamızda dönüp duran düşünceler, suçluluk ve savunma duygularının karmaşasına sürüklerken, bu durumun nedenini sorgulamaya başlarız.
Neden bir başkası, kendi sorunlarının sorumluluğunu bize yüklemeye çalışır? Zamanla bu tür olaylar, hayatımızın sıradan bir parçası haline gelebilir, ama yine de her seferinde içten bir savunma mekanizması geliştirmek zorundayız.
Hayatımız boyunca neredeyse hepimiz, tamamen bizim sorumluluğumuz olmayan bir konuda birisinin suçu üzerimize atmaya çalıştığı durumlarla karşı karşıya kalmışızdır. Bu durum, çoğu zaman manipülasyon dinamiklerinden, sorumluluk alamamaktan ve savunma mekanizmalarından kaynaklanmaktadır.
Bize kendimizi suçlu hissettiren, gerçekleri çarpıtan ya da bir sorunun nedeniymişiz gibi görünmemizi sağlayan kurnaz stratejiler kullanan insanlar vardır. Onların sözlerinde kaybolmak yerine, bu yazıda sizi suçlamak isteyenlerin kullandığı bazı tipik ifadeleri, bu davranışın arkasındaki nedenleri ve kendinizi nasıl savunabileceğinizi ele almaya çalışacağım.
Suçlamada bir başka yaygın ifade ise: "Her zaman sorun sensin." Bu tür bir genelleme, sizi tüm sorunların sorumlusu olarak etiketlemek için kullanılır. İlişkilerde sıkça karşılaşılan bu davranış, karşıdaki kişiyi küçümseyip çaresiz hissettirmeyi hedefler. Yani, bir nevi "sana her zaman yüklenilir" mantığıdır. Peki, böyle bir duruma nasıl karşı koyabiliriz? "Genelleme yapıyormuşsunuz gibi görünüyor. Belirli bir bölüme odaklanıp onu daha iyi anlamaya çalışabilir miyiz?" diyerek sağlıklı bir diyalog başlatabiliriz.
Diğer bir sık rastlanan ifade: "Eğer yapmasaydın bunu yapmazdım…" İşte bu cümle, gaslighting yani gerçeklik çarpıtma tekniğini temsil eder. Bu ifadeyle, başka birinin olumsuz davranışlarını, sizin eylemlerinizin sonucuna atfetmeye çalışır. Gaslighting durumu, bir kişinin kontrolünü kaybettiğini ve başkalarının algılarına şüphe duymasını sağlamak için kullanılır. "Böyle hissettiğinizi anlıyorum ama herkes kendi eylemlerinden sorumludur. Yaptığınız şey tamamen bana bağlı değil," demek, bu tür manipülasyonlara karşı koymanın bir yoludur.
Ayrıca, "Abartıyorsun" gibi bir ifade, duygularınızı ve endişelerinizi küçümseyen bir yaklaşımdır. Duygularınızın geçerliliğini sorgulamak, manipülatörlerin sıklıkla kullandığı bir tekniktir. Bu duruma karşı sakin bir şekilde, "Bunlar benim duygularım ve gerçek. Onlarla aynı fikirde olmasanız bile, onlara saygı duymanızı istiyorum," diyerek kendinizi ifade edebilirsiniz.
Elbette, bazıları da "Benim hatam değil, beni kızdıran sensin" gibi cümleler kurarak, öfkenin ve patlayıcı davranışın sorumluluğunu başkasına yüklemek ister. Bu, kişinin öfkesini yönetemediğinin ve kendi duygusal zayıflığının bir yansımasıdır.
Dr. James Gross'un çalışmalarına göre, öfkeyi yönetemeyenlerin bu davranışları, başkalarına suç atma alışkanlığı ile derin bir bağa sahiptir. "Nasıl hissettiğinizi kontrol edemiyorum, ancak öfkenizin suçunu bana yüklemenin adil olmadığını söyleyebilirim," diyerek durumu sağlıklı bir şekilde tartışma zeminine çekmek önemlidir.
Sürekli olarak "Senin için her şeyi yapıyorum ve sen bunu takdir etmiyorsun" gibi cümlelerle karşılaşmak da yaygındır. Bu, suçluluk duygusu üzerinden manipüle edilmek amacıyla kullanılan bir ifadedir. Kişi, yaptığı şeylerin karşılığında nankörlük hissetmenizi isteyerek duygusal bir baskı oluşturur. "Yaptığınız her şeyi takdir ediyorum, ancak bunu kendimi suçlu hissettirmek için kullanmak doğru değil," diyerek durumu net bir şekilde ortaya koymak önemlidir.
Bazen de "Herkes bunun senin hatan olduğunu düşünüyor" ifadesiyle karşılaşabiliriz. Bu cümle, sosyal baskı uygulayarak kendimizi suçlu hissetmemize neden olur. Gerçekte, bu kişiler genellikle diğerlerini bir kalkan olarak kullanarak tartışmadan kaçınmaya çalışmaktadır. Bu durumu düzeltmek için, "Bu 'herkes' kim? Başkalarının ne düşündüğünden ziyade sizin ne düşündüğünüz hakkında konuşmayı tercih ederim," diyerek açık bir diyalog başlatabiliriz. Son olarak, "Elimde değil, hepsi senin hatan" ifadesi tamamen sorumluluğun reddini yansıtır.
Bu durumu yaşayan biri olarak, "Durum üzerinde hiçbir kontrolünüz olmadığını söylemenin adil olduğunu düşünmüyorum. Bir çözüm bulmak için birlikte çalışabilir miyiz?" diyerek hem kendinizi ifade edebilir hem de karşı tarafla sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz.
İnsanlar neden başkalarını suçlama alışkanlığına sahip? Çoğu zaman başkalarını suçlayanlar, kendi eksiklikleriyle yüzleşmekten kaçınmak için bu yola başvururlar. Psikolojik olarak yansıtma, kişinin kendi hatalarıyla baş edemediğinde bu duyguları başkalarına yansıtmasıdır.
Bu tür manipülatif davranışları tanımak, sakin kalmak, sınırlar koymak ve destek aramak, bu tür durumlarla başa çıkmanın önemli yollarıdır.