Aylaklar Çağı

Fatma Ece Gödeoğlu

Donald Trump'ın korumacı ticaret politikaları sonrası türev piyasalarda yaşanan çöküş, yalnızca ekonomik bir yıkım değil, Veblen'in "aylak sınıf" teorisinin sahaya inişidir. Bu süreç, The Walking Dead dizisindeki "yaşayan ölüler" alegorisiyle birleşerek, insanlığın geleceğine dair karanlık bir tablo sunuyor.
1899 yılında Thorstein Veblen'in kaleme aldığı Aylak Sınıfın Teorisi, üretimden kopuk ama tüketimde öncü olan bir sınıfı tanımlıyordu. Bu sınıf, başkalarının emeğiyle geçinmeyi bir statü göstergesi haline getirmişti. Veblen'in "gösteriş için tüketim" olarak tanımladığı bu davranış biçimi, zamanla yalnızca ekonomik değil, kültürel ve ahlaki bir çöküşün de sembolü haline geldi.
Bugünün dünyasında bu "aylak sınıf", artık lüks arabalarla veya malikânelerle sınırlı değil. Onlar, ekranlarımızda influencer kılığına girmiş; sermayesiz kâr eden türev piyasa oyuncularında vücut bulmuş ve en dramatik biçimde, spekülatif finans balonlarının kabarcıklı iç yüzünde yaşıyor.
Trump'ın Tarifeleri ve Zincirleme Tepkiler
Donald Trump'ın başkanlığı döneminde Çin'e ve diğer ticaret ortaklarına uyguladığı agresif gümrük tarifeleri, "Amerika'yı tekrar büyük yapma" sloganının ticari cephesiydi. Ancak bu hamle, karmaşık ve birbirine bağlı tedarik zincirlerini sarstı. Bu sarsıntının en çabuk hissedildiği alanlardan biri türev piyasaları oldu.
Türev ürünler—vadeli işlemler, opsiyonlar, swaplar—reel üretimle bağını yitirmiş, finansal dünyada dönüp duran sanal varlıklardı. Bu sistemin çökmesi, Veblen'in işaret ettiği asalak sınıfın, kendi kurduğu illüzyonda boğulmasıydı.
Ama mesele yalnızca ekonomik değildi.
Türev Zombiler: The Walking Dead'in Ekonomik Alegorisi
İşte burada popüler kültür devreye giriyor. AMC'nin uzun soluklu dizisi The Walking Dead, çoğu zaman bir zombi kıyametini anlatıyor gibi görünse de, alt metni çok daha derin: İnsanlığın değerlerinin çürüyüşünü, toplumsal normların dağılmasını, üretim ve iş birliğinin yerini bireysel kurtuluşun aldığı bir düzeni resmediyor.
Zombiler; yalnızca öldürmek veya yemek için hareket eden, geçmişe dair hiçbir değeri olmayan, bilinçsiz tüketim organizmalarıdır. Aynı türev piyasaları gibi: Sürekli dönen, sürekli işleyen ama hiçbir üretim değeri olmayan yapılar... Yaşayan ölüler gibi!
Bugün insanlar da benzer bir "zombifikasyon" sürecinden geçiyor: Sosyal medya filtreleri, NFT balonları, anlamsız tüketim hırsları, algoritmaların yönettiği hisse senetleri... Kısacası insanlar da artık yaşamak için değil; "varmış gibi" görünmek için yaşıyor.
Yeni Bir İnsanlık İçin Mücadele
Veblen'in yüzyılı aşkın süre önce kaleme aldığı uyarıları, Trump'ın küresel dengeleri zorlayan politikaları ve türev piyasaların çöküşü ile birlikte, The Walking Dead'in zombi metaforu içinde birleştiğinde ortaya çıkan tablo şudur: İnsanlık, artık yalnızca ekonomik krizlerle değil, etik ve kültürel bir yok oluşla karşı karşıyadır.
Zombi kıyametinden kurtulmak için yapılması gereken şey, silahlanmak değil; yeniden üretmek, yeniden paylaşmak, yeniden "insan olmak"tır.
Zombiler kazanırsa, zaten kimse sağ kalmayacak.