Eminim sosyal medyada karşınıza çıkmıştır. Son günlerin en çok konuşulan yapımlarından biri ve pek çok eleştirmen tarafından 2025 yılının en iyi dizisi olarak gösteriliyor. Açıkçası, ilk kez bu kadar çok konuşulan bir diziyi ben de bu kadar beğendim ve kesinlikle sizlere tavsiye etmek istiyorum.
Adolescence, dört bölümden oluşan, belgesel tadında bir mini dizi. 13 yaşındaki Jamie Miller'ın bir sınıf arkadaşını öldürmekle suçlanmasının ardından; ailesinin, terapistinin, olayı soruşturan dedektiflerin ve okul arkadaşlarının gözünden olayların nasıl geliştiğini izliyoruz.
Dizi, ergenlerin online ortamda maruz kaldıkları zorbalıkların hayatlarına ve kişiliklerine nasıl yön verdiğini oldukça çarpıcı ve gerçekçi bir dille anlatıyor. Özellikle Jamie karakteri üzerinden, gençlerin kimliklerini henüz tam oturtmadan karşılarına çıkan; toksik erkeklik, kadın düşmanlığı, incel ve red pill gibi zararlı ideolojilerin nasıl etkilediği derinlemesine işleniyor.
Her bölüm, tek bir kesintisiz çekim tekniğiyle çekilmiş. Uzun diyaloglar ve gerçek zamanlı sahneler diziyi izlerken adeta olayların tam ortasında hissettiriyor. Eğer klasik "katil kim?" tarzı, tempolu bir polisiye bekliyorsanız biraz sabır göstermeniz gerekebilir; çünkü Adolescence daha çok toplumsal bir meseleye dikkat çekiyor ve olay örgüsünden çok mesajı ön plana çıkarıyor.
İlk bölüm, sabahın erken saatlerinde Jamie'nin ailesinin evine yapılan polis baskınıyla başlıyor. Bu bölümü tamamen ailenin gözünden izliyoruz. Hepimizin tanıdığı, sıradan bir aile... Sıradan bir güne başlıyorlar ama polisler kapıyı kırarak içeri giriyor ve korkudan altına kaçıracak kadar naif, iğneden bile korkan 13 yaşındaki çocuklarını sert bir şekilde gözaltına alıyorlar. Aile ise nedenini bile bilmiyor.
İkinci bölüm Jamie'nin okulunda geçiyor. Bu kez olayları polislerin gözünden izliyoruz. Okul ortamının çağın hızına yetişemediği, öğretmenlerin öğrencilerle bağı kalmadığı çok net görünüyor. Polislerden birinin bile kendi oğluyla iletişim kuramaması, onu dinleyememesi çok çarpıcı. Bu bölüm bana gösterdi ki; ergenler artık bambaşka bir dil konuşuyor, zorbalık (bulling) sosyal medyaya taşınmış ve emojilerle bile birbirlerine zarar verebiliyorlar. Ve bu, gerçekten korkunç sonuçlar doğurabiliyor.
Okul ortamında öğrenciler başıboş, öğretmenler etkisiz. Sürekli "telefonlarınızı bırakın" uyarısı yapılıyor ama kimse dinlemiyor. Hatta polisler bile o ortamdan hemen kaçmak istiyor. İtiraf etmeliyim ki ben de izlerken o ortamdan uzaklaşmak istedim.
Üçüncü bölümde, Jamie'nin terapist görüşmesine tanık oluyoruz. Hayatın olağan akışına uygun, oldukça gerçekçi bir terapi sahnesi. Türk dizilerindeki gibi terapistin mucize çözümler sunduğu, sorunlara anında teşhis koyduğu bir atmosfer bekliyorsanız hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Bu bölümde özellikle toksik erkeklik, şiddet eğilimi gibi konular çok çarpıcı biçimde açığa çıkıyor.
Burada özellikle Jamie karakterine hayat veren genç oyuncunun performansına ayrı bir parantez açmak lazım. 13 yaşındaki bir çocuğun korku, öfke, çaresizlik ve utanç gibi duyguları bu kadar incelikle ve gerçeklikle yansıtması gerçekten etkileyici. Neredeyse diyaloglardan çok gözleriyle, yüz ifadesiyle konuşuyor. Rolüne adeta ruhunu katmış. Eminim bu genç oyuncuyu önümüzdeki yıllarda çok daha büyük projelerde göreceğiz.
Dördüncü ve son bölüm, tekrar aile evine dönüyor. Anne ve babanın kendileriyle yüzleştikleri uzun sahne gerçekten çok etkileyici. Hepimizin diline pelesenk olmuş "gençler ailelerinden kopuk, internete dalmış durumdalar" cümlesi bu bölümde ete kemiğe bürünüyor. Ve bunun geri dönüşü olmayan sonuçlara nasıl yol açtığını, anne babanın çaresizlik içinde anlamaya çalıştığını izliyoruz. Yine uyarayım; burada ağır ajitasyon, fedakar anne-toksik baba klişeleri bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Dizi tüm bu meseleleri şaşırtıcı bir sadelikte ama etkileyici bir derinlikle ele alıyor.
Neden İzlemelisiniz?
Adolescence, sadece bir dizi değil. Ebeveynler olarak hepimizin çocuklarımızla iletişim kurma biçimimizi, onların dijital dünyadaki varlıklarını ve maruz kaldıkları tehditleri sorgulamamıza vesile oluyor. Özellikle ergenlik çağındaki çocukların zihinlerinde ve hayatlarında online zorbalık, toksik ideolojiler ve yalnızlığın nasıl şekillendiğini görmek isteyen her anne babanın mutlaka izlemesi gereken bir yapım.
Çocuğunuzun dijital dünyadaki yolculuğunu anlamak ve doğru zamanda doğru soruları sormak istiyorsanız bu diziyi kaçırmayın.