Bu yıl her şey başka!

Esra Esen Atayeter

Esra Esen Atayeter

Spiker Moderatör İletişim Danışmanı
03.05.2025 01:38

Her yıl artan sayılarla YKS'ye giren ve akabinde üniversiteli olmak amacıyla lisans veya önlisans bölüm tercihi yapacak milyonlarca öğrenci hareketlilik içerisinde. YKS gündemi dışında kaldığı için çok konuşulmayan fakat benzer akademik takvimlere dahil olan yüksek lisans ve doktora öğrenci alım süreçlerini de eklersek, bu öğrenci adaylarının ailelerini, öğretmenlerini ve çevrelerini de eklersek en az 10 milyon kişi her yıl "yükseköğretim" gündemini okuyor, araştırıyor ve hem kendi geleceğini hem de ülke geleceğini etkileyecek kararlar alıyor.

Böylesi önemli bir gündemin öznesi elbette öğrenciler. Bunun dışında bu milyonları etkileyen, süreci yöneten kurumlar; uygulamayı sağlayanlar, rehber olanlar, üniversiteye kayıt sonrası akademisyenler ve başta rektörler olmak üzere etkin yöneticiler, ilgili şehirlerde öğrenciye etki eden herkes bolca bu hareketlilik ve döngünün parçası.

Haberler.com ailesinin eğitime verdiği önemi ve bu hareketliliğin parçası olan tüm bu nüfusu çok önemsediğini, gelişen teknolojileri ve yapay zekanın hayatımıza olan etkilerini yakından takip ettiğini biliyorum. Yollarımız kendileri ile ikinci kez kesişiyor. Birlikte üniversite hazırlık sürecini, meslekleri, doğru uygulamaları, Türkiye ve dünyadaki yükseköğretim süreçlerini bu köşede ele almak üzere bir araya geldik. Burada bolca akademik dünya dinamiklerini, dünyaya örnek uygulamalar geliştiren ilham veren rektörlerimizle röportajları, başarılı iş insanlarının deneyimlerini, öğrencilerin beklenti ve ihtiyaçlarını konuşacağız.

Ve elbette bir yandan Başarı nedir? Kime göre, neye göre başarı? sorularını sorup düşüneceğiz ve ezber bozan yaklaşımlarla öğrencilerin ufkunu açmayı hedefleyeceğiz. Diplomalar, sertifikalar mı; yetkinlikler mi? Süreç mi, sonuç mu? Hedefler değişir mi? Kestirme yol var mı? Bölüm mü, üniversite mi seçilmeli yoksa şehir mi? Her yıl milyonlarca öğrencinin aklını kurcalayan bu soruların cevaplarına çözümler arayacağız. Şimdiden biliyoruz ki bu cevaplar her öğrenci için farklı olacak!

Bu konuları içeren sayısız televizyon programlarımız ve dahil olduğum etkinlikler sonucu öğrenciler ile temasta olma, her biri alanında iddialı rektörleri tanıma, Türkiye akademi ekosistemi içerisinde çok kıymetli akademisyenleri tanıma ve bu sektörün dinamiklerini gözlemleme fırsatım oldu. Yıllardır süren bu kazanımlar sonucu söyleyebiliyorum ki; her yıl bir öncekinden çok farklıydı. Bu yıl ise yapay zekanın sürece dahil olmasıyla bambaşka olacak!

Yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri konuları uzun zamandır YÖK'ün gündeminde. Geçtiğimiz yıl özellikle önlisans düzeyinde açılan bölümlerde bu yıl öğrenciler yetişmekte. Lisans düzeyinde Veri Bilimi Analitiği ve Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi bölümleri açıldı. Türkiye'nin öne çıktığı ve yeni dünyanın da gözünün üzerinde olduğu "savunma sanayii, siber güvenlik" alanında da yeni bölümlerde meslek sahibi öğrenciler yetiştirilmeye başlandı.

Bu yıl başka demiştik

Yapay zeka yalnızca bölümleri değil; sektörlerin gelişimini, ilgili bölümde kullanılan eğitim teknolojilerinin gidiş hattını, yabancı dil öğrenimini, eğitimin veriliş şeklini, öğrencilerin akademisyenlerden beklentilerini ama en çok da bu yıl tercihleri etkileyecek. Öğrenciler yapay zeka araçlarını kullanarak günlük işlerini ve araştırmalarını şu an yapmaya devam ediyor ve bu konuda oldukça geliştiler. Hep birlikte. Makine öğrenimi kendini güncellerken öğrenciler de hangi araçları nasıl, nerede ve en iyi şekilde nasıl kullanacağını öğrendi. Bu da bugüne dek alıştığımız klasik sıralamalara; taban, tavan puanlarına göre önceki yıl arkadaşım nereye yerleşmiş sorusundan çok öteye, istatistiklerden çok çok öteye, öğrencinin kendi kişisel özelliklerini, kişinin hedeflerini, bölümün yıllar sonra nerede olacağını ve dünyadaki meslektaşların şu an neler yaptığına kadar saniyeler içerisinde cevap verebilecek yapay zeka tercih robotlarının devrede olduğu bir tercih dönemine götürecek. Araştırma yapmak kolaylaşırken, yapay zeka halüsinasyonları sonucu yanlış yönlendirilen öğrenciler de olacak.

Buraya dikkati çekelim. Artık empati de kuran, kişinin duygularını anlayıp bir profesyonel danışman kadar bireye yaklaşıp yönlendirme yapabilen yapay zeka araçları mevcutsa da; aynı kişiden aynı komutları alıp farklı cevaplar veren, yanlış yorumlayıp sistemde halüsinasyona neden olan yapay zeka araçlarının mağdurları da olacak.

Kişinin önce kendini bilmesi ve bu araçları doğru yöneterek, kendi süzgecinden geçirmesi yalnızca bu yılın değil her yılın ihtiyacı olacak.

Ezberlenmiş dünya dinamikleri yerine değişen dengelerden bir diğeri de ekonomiden bağımsız tutamadığımız, ülkelerin eko politik davranışları ve bunların akademiye yansıyan yüzü. Bu köşenin konularından biri de bu olacak. Zira dünyada yükseköğretim kurumlarının başarılarını değerlendiren bağımsız kuruluşlardan olan THE (Times Higher Education) çok yeni "Asya'nın En İyi Üniversitelerini" açıkladı. THE sonuçlarını ve kriterlerini çok konuşacağız. Eğitime etkileri ise büyük olacak. Amerika'da Trump'un vergi hamlelerine misli ile karşılık veren ve giderek artan etkisi ile Çin'i bu listede en başta görüyoruz. 2025 Dünya sıralamasında 12. olan Tsinghua Üniversitesi ve yine aynı listede 13. olan Peking Üniversitesi, Asya sıralamasında 1. ve 2. sırada yer alıyor. Bölgede artan etkisi tartışılmazken üniversite düzeyinde öğretimi, araştırma kalitesi ve çevresi, uluslararası görünüm gibi kriterler baz alındığında yükselen ve daha da iddialı bir ivmede Çin. Listede kendisini Singapur, Japonya, Hong Kong takip etse de 7. ve 8. sırada ve yine 14., 22., 23. ve 25. sırada Çin üniversiteleri var. Çin başlı başına ayrıca buranın konularından olacak. Çin'e bu yıl aklımızın bir köşesinde açtığımız parantezler burada dursun. İlk 25'in mini bir özeti olan bu değerlendirme sonucu soralım, Türkiye'nin bu listedeki görünümü nedir?

Ülkemizden 27 üniversite ilk 500'de!

Bu listede gözlerim bazı üniversiteleri farklı yerlerde arasa da inceleyen herkesin ilgisini çekecek görünümler var. Boğaziçi Üniversitesi 123., Bilkent üniversitesi 158. sıra ile ilk 200'e girerken Türkiye'den toplam 6 üniversite ilk 200'de yer aldı. 27 üniversitemiz ise ilk 500'de. Hacettepe, Özyeğin ve Yıldız Teknik Üniversiteleri 201-500 bandında; Bahçeşehir ve Kadir Has Üniversiteleri 251-300 bandında; Çankaya ve Selçuk Üniversiteleri 301-350 bandında; Akdeniz, Atatürk, Bartın Üniversiteleri ve İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa 351-400 bandında; Anadolu, Ege, Erciyes, Gazi, Gebze Teknik, İstanbul, İstinye, Necmettin Erbakan, TOBB Ekonomi ve Teknoloji ile Yaşar Üniversiteleri 401-500 arasında yer alıyor.

Anadolu'nun mucizesi: Bartın Üniversitesi

Bu listede ve dünyadaki üniversitelerin sıralamalarını yapan bir çok listede dikkati çeken bir üniversitemiz Bartın'da yer alıyor. Liderlerin bulunduğu oluşumu etkileme huyunun en güzel örneklerinden Bartın Üniversitesi. Tv programlarım ve çalışmalarım süresinde rektör hocalarımız ile olan diyaloglarımızı bu anlamda çok seviyorum. Akademik kariyerleri ile göz önünde olsalar da ilham verici ve lider duruşları, ekiplerini koordine edişleri, beraberinde nitel ve nicel bir çok başarılı sonucu getiriyor. Bunun en güzel örneklerinden, Anadolumuzun önemli şehirlerinden Bartın'ı ve buradaki üniversite ortamını, bu başarıyı, sebeplerini ve bu yolda izlenen stratejiyi Bartın üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile konuştuk ve bu yazı için ele aldık.

Rektör Prof. Dr. Orhan Uzun görevinin 8. yılını geçtiğimiz ay tamamladı. Yani ikinci kez atandı ve yeni atama yapılana kadar görevine geçici olarak devam edecek. 17 yaşındaki bir üniversite için 8 yıl oldukça önemli bir süre. Kendisi ile öncelikle THE, Shangai Ranking gibi çeşitli kuruluşların derecelendirme kriterlerini ve bunların objektif ve subjektif taraflarını konuştuk. Bartın Üniversitesi'nin sıralamalardaki yerlerini mütevazilikle açıkladı ve sloganlarını hatırlattı. "Biz büyük bir aileyiz, birlikte başarıyoruz." diyerek ekip başarısına vurgu yaptı. Bu sonuçlarda akademisyenlerin, öğrencilerin, idari personelin emeği büyük, bu yazıda ise liderin etkisinin de altını çizmek istiyorum.

Kendisi üniversite tercih programımıza konuk olduğunda su gibi geçen bir yayın olmuştu ve sonrasında izlediği stratejilerin peşine düşerek sohbet edebilme fırsatım oldu. İz bırakan işler gerçekleştiriyorlardı. Bugünkü konuşmamızda da konuyu özetledi. Bu kuruluşları, kendilerini her açıdan analiz etti. Kalite ise en önem verdiği konulardan. Gerisini sözleri ile aktaralım: "Belki bizden çok daha fazla çalışan, üretenler de vardır bu sıralamaya giremeyen. Kalitenin göstergesi yalnızca bu sıralamalar değildir. Kalite bizim için varılacak liman değil bir yolculuktur. Yolculuğumuz hep birlikte devam ediyor."

Örneğin THE sıralamalarında üniversitelerin puanlanmalarında eğitim öğretim puanlamasının ağırlığı %30. Bu kriterlerin alt kırılımları da var. Bunun 15 puana karşılık gelen değerlemesi "itibar anketi". Dünya çapında belli başlı akademi çevrelerine yapılan bu anketlerde özellikle yeni kurulan bir üniversitenin az bilinirliliği nedeniyle itibar anketinden yüksek puan alması maalesef kolay değil. Burada 1000 yıllık Oxford Üniversitesi ile 17 yaşındaki Bartın Üniversitesi aynı kriterlerde yarıştırılıyor. Yine değerlendirme kriterlerinden biri endüstrileşme, buradan elde edilen gelir. Stanford Üniversitesi açısından Silikon Vadisi'nin etkisi ile endüstri açısından zayıf bir ülke, il ve üniversite karşılaştırılıyor. Anadolu'da da en önemli özelliği endüstrileşme olan bir il ile endüstrisi neredeyse hiç olmayan üniversiteler karşılaştırılıyor. İmkanların yarıştığı bir sistemde Bartın Üniversitesi bize gösteriyor ki;

Demek ki olabiliyormuş.

Rektör Orhan Uzun, göreve geldiğinde üniversite yalnızca Vebometrics University Ranking'de taranıyordu ve 7037.sıradaydı. Kendisinin ifadesi ile stratejik hedeflerinden biri de bu sıralamanın yükselişiydi. 7 yıl sonra mevcut sıralama 5485 basamak yükselerek üniversite 1552. sıraya geldi.

Mühendislik bölümü düşünen öğrencilerin ayrıca dikkatini buraya çekelim ki; Bartın Üniversitesi ShangaiRanking 2024 GRAS Sıralamasında İnşaat Mühendisliği alanında dünyada 201-300 bandında eğitim alanında ise 401-500 aralığında yerini aldı. Türkiye açısından ele alınırsa kısaca BARÜ İnşaat Mühendisliğinde Türkiye'de 2., eğitim alanında Türkiye 3.sü oldu. Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alma hedefiyle ürettiğimiz nitelikli araştırma ve çalışmalar uluslararası derecelendirme kuruluşlarının listelerine böyle yansıyor diyen Uzun, üniversitelerinde oluşturdukları bilim üretme ekosistemine dikkati çekiyor. Lisans ve önlisans düzeyinde her 10 öğrenciden 1'i TÜBİTAK 2209-A kapsamında proje üretti. Farklı üniversitelerde farklı proje sayısı sonuçlarının olmasını öğrenci nüfuslarına ve öğrenci başına düşen proje sayılarına bakarak değerlendirirsek daha sağlıklı değerlendirmiş oluruz. Şehir mi bölüm mü sorusunu öğrenciler bu açıdan düşünmeli. Hedefinizdeki mesleğin ekosistemi gitmeyi düşündüğünüz üniversitede ne kadar mevcut? Bartın örneği burada dursun.

TÜRKPATENT tarafından hazırlanan "Üniversitelerin İnovasyon Haritası" raporuna göre de Bartın Üniversitesi, Türkiye 3.sü.

ARGE Proje Pazarları 7 kez düzenlendi. Teknofest örneğine çok uygun olan BARÜ'nün bu etkinliğine de hem Türkiye'den hem de dünyadan gelen bir çok proje dahil oldu. Bu konuyu akran öğrenimi açısından çok önemsiyorum. Burada birinci sınıf öğrencileri dahi proje üretebiliyor. Mesele ilham olabilmek, mesele cesareti uyandırmak. Bu da liderlerin işi.

İlham olmak demişken, Türkiye Kalite Derneği (KALDER) "İlham Veren Kamu Yönetimi Proje Yönetimi Ödülünü" sürdürülebilirlik vizyonuyla BARÜ'nün gerçekleştirdiği "Akıllı Lojistik Yönetim Sistemi" projesine layık gördü. Burada öğrencinin sürece dahil edildiği, biz olunabilen bir ortamda, cam tavanlara değil yeni iş imkanlarına odaklanılan iyi kurgulanmış bir stratejinin çıktılarını görüyoruz.

BARÜ'nün mühendislik kısmına ayrıca değinsek de asıl iddiası ve derecelendirilen özelliği "Araştırma Kalitesi". Bu yönüyle ilham, en çok da kendine benzeyenler içerisinden yapabilenleri gördüğümüzde etkili. Araştırma kalitesi THE'da kriterler içinde en önemlilerinden. Bir üniversiteyi geliştirirken de bir tane öğrenciyi yetiştirirken de araştırma kalitesini en üst düzeyde tutsak gerisini öğrenciler halleder. İmkanları en iyi şekilde yönetmek hem kişisel hem de organizasyonel bir meziyet. İlgisini çekenler Prof. Dr. Orhan Uzun ve ekibinin, BARÜ'nün örnek uygulamalarını ve derecelerini kendi sayfalarından da takip edebilirler.

Anadolu'nun kısıtlı imkanlara rağmen mucize başarıları gerçekleştiren ruhu hala içimizde yaşıyor.

title