Lewis hine’ın objektifi, orhan kemal'in ve yaşar kemal'in gözü: çocuk işçiliği üzerine
Erinç Büyükaşık
Amerika'nın endüstriyel yükselişi, çocuk işçiliğinin acımasız gerçekliğiyle gölgelenmiştir. Bu dönemin karanlık yüzünü en çarpıcı şekilde gözler önüne seren kişi, Amerikalı fotoğrafçı Lewis Hine'dır. Hine, kömür madenlerinden tekstil fabrikalarına kadar pek çok endüstride çalışan çocuk işçileri belgeleyerek, kapitalizmin acımasız dişlileri arasında ezilen çocukların sessiz çığlığını dünyaya duyurmuştur. Onun karelerinde, çocukların yaşamları, dev makinelerin gölgesinde kaybolur; küçük bedenler, endüstriyel devrimin kurbanı olur. Tıpkı Orhan Kemal'in "Bereketli Topraklar Üzerinde" romanında tarlalarda ve fabrikalarda sömürülen çocuk işçiler gibi, Yaşar Kemal'in romanlarında da köy çocukları, büyük toprak sahiplerinin insafına terk edilmiştir. Hine'ın objektifinde can bulan çocuklar, Orhan Kemal ve Yaşar Kemal'in romanlarındaki çocuk karakterlerle aynı yıkıcı kaderi paylaşır.
Yaşar Kemal'in "Sarı Sıcak" adlı eserinde Mustafa'nın, çocuk yaşta çalışarak ailesini geçindirmek zorunda kalışı, kapitalizmin çocuklar üzerindeki ezici etkisini gözler önüne serer. Hine'ın madenlerde, fabrikalarda çalışan çocuklarıyla, Mustafa'nın hikâyesi, aynı acı gerçekliğin iki farklı anlatımıdır. Bu çocuklar, hayatta kalabilmek ve ailelerine destek olabilmek için daha çocukken hayatın sert gerçekleriyle tanışmak zorunda kalmışlardır. Hem Hine'ın fotoğrafları hem de Kemal'in anlatıları, çocukların hayallerinin, kapitalist sistemin ezici gücü karşısında nasıl paramparça olduğunu gösterir.
Orhan Kemal'in romanları, toplumsal çürüme ve sınıfsal baskının, bireylerin kaderini nasıl şekillendirdiğini anlatır. Özellikle "Suçlu" ve "Sokakların Çocuğu" romanları, çocukların suç batağına nasıl çekildiğini, bu sürecin ardındaki ekonomik ve sosyal sebeplerin nasıl işlediğini gözler önüne serer. Yaşar Kemal de benzer şekilde, "İnce Memed"de, çocuk karakterlerin büyük toprak ağalarının zulmü altında ezilişini işler. Hine'ın objektifine takılan madenlerdeki çocuklar ile "İnce Memed"deki köylü çocukların kaderi aynıdır: Yoksulluğun ve sömürünün kurbanı olmak. Çocuklar, doğrudan suça itilmiş olmasalar da, toplumun bozuk çarkları arasında sıkışıp kalmışlardır.
Orhan Kemal'in "Murtaza"sında, disiplin ve görev takıntısının aile üzerinde nasıl bir yıkıma yol açtığını görürüz. Murtaza'nın çocuklarının küçük yaşta fabrikada çalışmak zorunda kalması, kapitalizmin zalim yüzünü gözler önüne serer. Benzer şekilde, Yaşar Kemal'in "Sarı Sıcak"ında Mustafa, ailesini geçindirmek için hayallerini geride bırakmak zorunda kalır. Onların çocukluğu, ağır işlerin gölgesinde eriyip gitmiştir. Hayatın sert gerçekleri karşısında savunmasız bırakılan bu çocuklar, hem Kemal'in romanlarında hem de Hine'ın fotoğraflarında aynı acımasız yazgıyı paylaşır kaçınılmaz olarak.
Lewis Hine ve Orhan Kemal'in eserleri, kapitalizmin ve toplumsal eşitsizliğin çocukları nasıl tükettiğini güçlü bir şekilde anlatır. Hine'ın fotoğraflarında, büyük makinelerin arasında kaybolan çocuklar, Orhan Kemal ve Yaşar Kemal'in romanlarındaki çocuk işçilerle aynı acı gerçeğin tanıklarıdır: Sömürülmek, hayallerinden vazgeçmek ve yaşam mücadelesinin sert yüzüyle küçük yaşta tanışmak. Hine'ın objektifiyle belgelendirdiği bu çocuklar, kapitalizmin dişlileri arasında yok olurken, Kemal'in romanlarındaki çocuk karakterler de aynı çarkın içinde kaybolurlar.
Sanatın bu iki farklı dalı, fotoğraf ve edebiyat, toplumsal adaletsizliğin aynası olur. Hine'ın fotoğrafları, Kemal'in romanları gibi, sömürülen ve unutturulmaya çalışılan çocukların hikâyelerini dünyanın gözleri önüne serer. Hem Hine'ın belgeleri hem de Kemal'in kurgusal dünyası, modern kapitalist dünyanın kurbanı olan çocukların çığlığını tarihe kazır.