Göze ve kulaklara hitap eden müstesna, kalender müzik grubu: Necati ve Saykolar
Seslenen Adam
İki gözümüzün çiçekleri onlar. 2011 yılında kurulmuş olsa da evveliyatı Denizli'ye dayanan, vokalist ve sazende Necati Karadayı, gitarist Alper Kayman, bas gitarist Barış Şanlısoy ve baterist Serhat Ergür' den oluşan Türk Rock müzik grubu.
Neşet Ertaş türküsüne Reggae cover bile yapabilen diye nitelendirecek olursam, deyim yerindeyse "Zehir 4'lü, 4 yapraklı yonca, potpori" gibiler.
Leonard Cohen - Anthem şarkısında "Çatlaklar kutsaldır çünkü ışığı içeri sızdırırlar" der. Sizi neyin bir arada tuttuğunu merak ediyoruz. Bu bağlamda sorularla merakımızı giderme yolcuğuna adımlıyoruz.
Hâlâ bakir kaldığını düşündüğünüz ne var?
(Necati K.) - Bence bizi biz yapan en belirgin yapımız hâlâ dijital bir alt yapı kullanmadan akustik çalmak ve sahne esnasında emprovize üretmek. Bu tamamıyla grup içi uyum ve enerji aktarımıyla sağladığımız bir bağ. Çoğu grup daha maddesel ve egodan birlikteliklerle kısa basamaklı hedefler kuruyor. Biz her şeyden önce bir aileyiz. Uzun bir hikâyenin karakterleriyiz.
Mutfağınızda aşıklar atışması, müzikal parodi, potpori, mizansen, mizahi bir dil ve müziğin evrensel dilini dinleyiciye nakış gibi işleyen sahne performansı... Sizi sevenler sizce hangisini daha çok seviyor?
(Necati K.)- Bunu söylemek zor, çünkü menfi bir durumdan ziyade "ne gelirse kabulümüz" birlikteliği var. Zaten bizi izliyorlarsa her an ne çıkacak? diye beklemek en keyiflisi. Kabul etmek gerekirse biz bile her an ne yapacağımızı kestiremiyoruz. Hesap edin heybemiz ne kadar dolu.
Müzik ve müzisyen bağlamında, beynelmilel ve Türkiye olarak değerlendirildiğinde, Türkiye'de olmayan, olmasını ve dönüşmesini istediğiniz, beklediğiniz neler var?
(Necati K.)- Buna vereceğim cevap nerelere gider bilmem ama müzik adına Türkiye'de olmayan, olmasını istediğim tek şey "Adalet". Hem de her aşamasında; yapımda, yayımda, pazarlamada. Bir dinleyici gibi düşündüğünde her şey çok masum ama işin içinde olan bizler için kurgusal birçok hareketin, entrikanın; açıklanamayan çıkışların, siyasetin yok ettiği bir piyasa. Daha iyisini düşünmek istesem de gidişat daha kötüye gidiyor. Zevksiz, düşüncesiz bir jenerasyonu özensiz, emeksiz yapımlarla bitiriyoruz. Biliyorum çok karamsar bir yorum oldu ama işin aslı bu.
İngilizcesi psychopath (psikopat, ruh hastası v.b ) olan ama kısaltılmış haliyle psycho kelimesinin Türkçe söylemidir Sayko.Batı Trakya Türkleri tarafından genellikle haylaz anlamında kullanılır. Grubun bu ruhu yansıttığını düşünüyor musunuz?
(Necati K.)- 90 dakikalık konser boyunca yaptığımız her hareket %100 saykopat işareti taşısa da geri kalan sürede hepimiz süt dökmüş Rockçılarız. Nahif, sevecen, aile babası, terbiyeli çocuklarız aslında. Hayatımızda bu iki tezatı müthiş bir uyumla yaşıyoruz. Asıl saykoluk bu sanırım.
10 yıl sonra kendimizi Miami plajında elimizde portakal kokteyli ile batan güneşi seyrederken görüyoruz diyebilirim.
Rüştünü ispat etmiş, ismiyle müsemma ve kartopu etkisiyle büyüyen bu grup 10 yıl sonra kendini nerede görüyor?
(Necati K.)- Gelecek tahmini yapmak zor. 10 yıl sonra da muhtemelen görmediğimiz yerler için çabalıyor olacağız ama illa net bir tahminde bulunursak; 10 yıl sonra kendimizi Miami plajında elimizde portakal kokteyli ile batan güneşi seyrederken görüyoruz diyebilirim.
Sahne aldığınız her yerde gördüğüm şu ki kimse şarkı listesini, mashupu, mekânın iyi-kötü olmasını, yiyecek- içecek kuyruğunu hiç dert etmiyor ve en önemlisi" umurumuzda değil" hepimiz çılgınca eğlendik sonucuna varıyor. Bunun tılsımı nedir sizce?
(Necati K.)- Bizim sahnelerimizin interaktif bir özelliği var; katılım şartı olmasa da o konserin bir parçası oluyorsunuz. Eşlik ediyor, esprilere katılıyor, zıplıyor, susmuyorsunuz. İşin en güzel tarafı herhangi bir prodüksiyon olmadan (dansçı, lazer gösterisi, süslü ışıklar vb..) bunları yaşıyorsunuz. Sayko etkisi bu.
Sizleri ayrı ayrı bir notaya benzetsek?
(Necati K.)- Kendi adıma, nihavent gamında mütevazı bir "Mi" diyebilirim.
Hayatınız film oluyor! Sountrack'in hangi müzik olmasını isterdiniz?
(Necati K.)- Bu konuda biraz bencil davranacağım. Bence kendi şarkımız olan "Bey Diyeceksiniz" hem filmin adı hem de soundtrack olarak iyi fikir.
Çocukluklarınız şu anki hallerinizi görse ne derdi?
(Necati K.)- Görüyorlar zaten. Hatta görmekle yetinmiyor bizimle birlikte sahne de yapıyorlar. Hepsinin kalbinde babalarına duydukları gurur ve sevgi var. Bizim yaşam enerjimiz onlar.
"Cartel bir numara" ile "Dom dom kurşunu" nu harmanlayıp şarkı yapmak?
(Necati K.)- Bu biraz benim haylazlığım diyebilirim. Çocukluğumdan bugüne kadar hep bir müzikal kolaj peşindeydim. İşin buraya kadar geleceğini tahmin etmezdim. Cartel'e Dom dom kurşunu sıkmak, Metallica'ya uzun hava eklemek, Queen şarkısına bela okumak çok da normal hareketler olmasa gerek. E zaten bizde normal adamlar değiliz.
Necati ve Alper grubun yaramaz çocukları, Barış ve Serhat daha dingin izlenimi aldım. Grubun dominantı kimdir?
(Necati K.)- Necati ve Saykolar'ın hiçbir zaman bir Alfa arayışı olmamıştır. Biz bir arabanın dört tekeri gibiyiz. Belki hepimiz farklı kişilikler gösteriyor olabiliriz ama bu bizi dağıtmaktan ziyade kuvvetlendiren bir özellik. Çok seslilik, aradaki bağ güçlüyse size zenginlik katan bir olgudur.
Benim fikrim; bağlamanın olmadığı bir Türk Rock Müziği garip karşılanır ki günümüzde kuşak farkı bu iki yapıyı yan yana düşünmekte zorlanıyor bu da gayet normal ama tüm önyargıları bizi dinleyene kadar. Özümüz bu!
Rock içerisinde bağlamanın ön yargıları?
(Necati K.)- Aslına bakarsanız bizim rol model olarak aldığımız saykodelik Rock müziğinin tüm üstatları (Barış Manço, Cem Karaca, Erkin Koray vb..) yaptıkları eserlere her zaman bağlamayı koymuşlardır. Benim fikrim; bağlamanın olmadığı bir Türk Rock Müziği garip karşılanır ki günümüzde kuşak farkı bu iki yapıyı yan yana düşünmekte zorlanıyor bu da gayet normal ama tüm önyargıları bizi dinleyene kadar. Özümüz bu!
Her nasip elbette vaktine esir. 2011 yılından itibaren çok lezzetli eserler kattınız. Grup üyelerinin birlikteliğiniz için bir keşkesi var mı? Ve ortak paydasının yegâne faktörü nedir?
(Necat K.)- Keşkemiz var tabi ama bu daha çok yaptığımız müziğin pazarıyla ilgili. Kabul edelim; günümüzde Anadolu Rock halı altına süpürülmüş bir tarz muamelesi görüyor. Radyolarda, televizyonlarda popüler kültürün elekten geçmeyen her çıktısı değerine değer katarken Anadolu Rock müziğinin planlı eriyişi canımızı acıtıyor. Bu belki de hepimizin en büyük keşkesi.
Grubun ortak paydası sevdiğimiz işi, içimizden geldiği gibi yapmak ve hiçbir maddi kaygı duymadan, kimsenin esiri olmadan, layıkıyla müzik yapmak.
Necati Karadayı ile Grup Düşsel - Lirik bariton sesinle Solo (Edip Akbayram - Kuşlar) gününe gitsek bir cümle ne anlatırdı?
(Necati K.)- Gençlik yıllarımın en güzel anılarını biriktirdiğim zamanlar diyebilirim.
Nüktenin abartısı had aşımı olur.
Peki,Metallica - Nothing Else Matters - Ağdalı bir sesle solo bir albüm gelir mi?
(Necati K.)- Bence daha fazla zorlamamak en iyisi. Nüktenin abartısı had aşımı olur.
Barış Şanlısoy... Neden manowar? diye sorsam.
(Barış Ş.)- İlk dinlediğim Heavy Metal grubu olduğu için.
Baterist Serhat Ergür..Zihinsel engelli çocuklar ile eğitim çalışması nasıl bir deneyimdi?
(Serhat E.)- Özel çocuklarla çalışmak son derece kıymetli bir kazanımdı benim için. Hayatımın sonuna dek bu tecrübenin gururuyla dolu olacağım.
Ve Grubun en genci Alper Kayman!10 yıl önceki kendinize bir mesaj gönderseniz!
(Alper K.)- Önce kendin değerlisin. Bu kadar da parçalama kendini Alperciğim.
3 kelimeyle Necati ve Saykolar?
Veni, vidi, vici. :)
Bu röportaja hangi soruyu eklemek isterdiniz?
(Necati K.)- Neden Saykolar? :)
Necati ve Saykolar... Yürekleriyle konuşan, notaların arasına saklanmış hikâyeleri fısıldayan bir grup. Onların müziği, hayata dair unutulmuş anıları, derinlerde bir yerlerde saklı kalmış duyguları gün yüzüne çıkarmakla mükellef sanki. Melodilerinde bahar sabahının tazeliği ya da bir yaz akşamının hüznü var. Onların sesi, kimi zaman bir aşkın en saf haliyle yankı bulur, kimi zaman da bir isyanın en derin çığlığı olabiliyor...
Necati ve Saykolar... Kalplerimizin derinliklerinde saklı kalan, belki de yıllarca söylemek isteyip de dile getiremediğimiz duyguları dillendiriyor. Müziğin özüne, insana dair olan her şeye dokunan bir yolculuğun rehberleri onlar. Sadece sahnede değil, kalplerimizde de yer edinen birer kahraman edasında…
Necati ve Saykolar... Hayatın karmaşasında kaybolmuş ruhlara bir pusula; her bir notası, kaybolan umutlara bir ışık. Bir fırtınanın ortasında kalmış gibi hissettiğimizde, onların melodileri, içimize işleyen sıcak bir yaz rüzgârı gibi ve işte bu yüzden Necati ve Saykolar, sadece bir grup değil, bir yaşam felsefesi, bir yol arkadaşı.
Necati ve Saykolar... Tınısında, sözünde, hayatın özünü ve insana dair olan her şeyi hissedersiniz. Belki de bu yüzden, onların müziğiyle tanışan herkes, bir daha asla eskisi gibi olamaz.
Necati ve Saykolar, bize unutulmuş bir dili yeniden öğretiyor; kalbin, duyguların ve anıların dilini…
Daim olsun yolunuz!
Instagram: necativesaykolar
Youtube: NecativeSaykolar
Spotify: NecativeSaykolar
Apple Music: NecativeSaykolar
#SeslenenAdam #NecativeSaykolar #Rockmüzik #Röportaj