Türk mutfağı, mevsimsellik kavramını belki de en lezzetli haliyle yaşatan dünyadaki nadir mutfaklardan biridir. Bu coğrafyanın her mevsimi ayrı bir ürünle, ayrı bir sofra hikâyesiyle gelir. İşte o hikâyelerden biri de bugün size anlatmak istediğim: Birecik Patlıcanı.
Şanlıurfa'nın bereketli topraklarında, özellikle de Birecik ilçesinde yetişen bu özel patlıcan; yalnızca birkaç haftalık kısa bir hasat dönemiyle, damaklara yıl boyu unutulmayacak izler bırakır.
Fırat Nehri'nin serin sularıyla beslenen bu mor mucize, ince kabuklu, çekirdeksiz ve tat olarak son derece yumuşak yapılıdır. Ne acılık bırakır, ne de su salar; tam anlamıyla kebap için yaratılmış bir sebzedir.
Bugünlerde Anadolu Yakası'nda, bu eşsiz patlıcanla hazırlanan kebaplar, kızartmalar ve güveçler lezzet severleri adeta mest ediyor. Özellikle Birecik patlıcanından yapılan Patlıcanlı Kebap, patlıcanın altın çağını yaşadığı bu dönemde sofraların baş tacı.
Ancak şunu söylemek gerekir:
Bu patlıcanın değeri, yalnızca ürünün kalitesinden değil, aynı zamanda usta ellerde hazırlanmasından gelir. Ateşin hakkını veren bir ocakta, doğallığı bozulmadan pişirilen bir kebap, bu sebzeyi adeta bir lezzet destanına dönüştürür.
Benim önerim mi?
Birecik patlıcanının bu kısa ziyaretini kaçırmayın. Çünkü bu lezzet, yıl boyunca yalnızca 1,5 ay sofralara misafir olur. Sonrası mı? Bir dahaki sezonu beklemek kalır…