Kendine özgürleş
Elif Zorcan
Düşüncelerimde kaybolmak ile düşüncelerimin seyrini izlemek arasında büyük bir fark var. Düşüncelerim bir girdap olup beni yutuyor mu? Yoksa ben sakince sanki bir film izler gibi nereye nasıl gittiğini izleyebiliyor muyum?
Düşünceler, hepimizin gününün en büyük kısmını alan ve fark etmediğimiz zamanda da yaptığımız ve çoğu zaman bizi konfor alanından çıkarmadan kolayca yaşamı götürüvermemizi sağlayan yazılım kodlarıdır.Yani nasıl yazılım kodları bilgisayarın işletim sistemi için yol çizip gidişatı belirliyorsa, düşüncelerim ve onları oluşturan duygularımla ben de kendi yol haritamı belirlerim.
Bu genellikle yaşadıklarımdan elde ettiğim sonuçla tüme varım şeklinde gerçekleşir.Yani eğer bir gün elimdeki su dolu cam bir bardağı yere düşürmüşsem ve annem-babam sen de ne sakarsın deyip geçtiyse ve ben de kendimi beceriksiz ve değersiz hissettiysem, cam bardakta su içmek benim için tehlikeli alan içinde kırmızı alarmlı bir eylem haline dönüşür.
Kodlarımız çoğunlukla çocukluk döneminde yazılmıştır. O yüzden, Kendine Dönüşüm programımda kendi içimizdeki çocuğu fark etmek ve onu dönüştürmek üzerine çalıştırıyorum katılımcılarımı. Peki çocukluk döneminde ben yetersizlik ve değersizlik hissimi evdeki becerimle birleştirdiysem bu bugünkü yaşantıma nasıl yansır?
Burada bütün öğrencilerime bıkmadan, usanmadan, altını çize çize sürekli salık verdiğim en önemli şey olan TEFEKKÜR devreye giriyor.
Tefekkür kelimesine çok yabancı değiliz ama önce kısaca anlatmam gerekirse, arapça fkr kökünden gelir. Fikir üretmek demektir. Fikirler de bir durum karşısında edindiğim deneyimle edinilir. Yani durum karşısında bana ne oldu? Bunu nasıl yaşarım değil de, bunu neden yaşadım acaba? Beni o kadar sinirlendirmesinin ardında ne var? Niye kendimi yalnız hissediyorum? Güvende hissetmeme engel olan şey nedir? Ya da bu hissettiğim şeyin benim için tanımı nedir? Hangi durumlar sonrasında yaşıyorum? gibi soruları kendine tarafsız bir gözle sorup cevapları için kalbime yönelme halidir tefekkür.
Ve seni temin ederim iyi yapılmış bir tefekkür kadar insanı huzurlu hissettiren çok az eylem vardır. Tefekkür ettim ve bu soruların cevaplarını buldum diyelim ki, ne olacak o zaman? Aslında farkındalık dediğimiz şey, temelinde yaraya ışık tutma halidir diyebilirim. Bu halde gereken ilgi ve alakayı görmüş travmalarımız da kendine gereken ilgi ve alakanın görülme halinden, yok sayılmama halinden iyileşmeye başlar.
Tefekkür düzenli yapılmaya başlandığında ise, bir çok yönüyle kendimin tanımadığım taraflarını da tanımış ve kendiliğime yaklaşmış olurum. Gereksiz yere taktığım ya da takmak zorunda olduğum maskelerimden arınmış, sadeleşmiş, kendine özen gösteren, kendine ilgi, sevgi ve şefkat verebilen bir sen olmak insanın kendine yapabileceği en ve tek gerekli şeydir.
Kendin olmak özgürlüktür. Prangalarından, esaretlerinden, yargılarından kurtulmaktır. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevme halidir.
Kendini koşulsuzca sevebilmeni dilerim.
Sevgiler
Elif Zorcan