Bilinç-bilinçaltı farkları
Dr. Mehmet Yavuz
Bilinç ve bilinçdışı kavramlarını, iki halkanın iç içe geçmiş durumu olarak niteleyebiliriz. Sınırlar esnektir. Hal böyle olunca sanki yaptığımız her eylemi bilinçli düzeyde yapıyormuş gibi algılarız. İçimizde tek bir ben olduğunu varsayarsak yanılırız. Birden fazla ben, belki de birden fazla bilinçdışı öğe ve gölgeler ile yönlendiriliriz.
Bilinç bizim bütün kararlarımızı verdiğimiz yerdir. Ulaştığımız bütün yargıları, kabullenmeleri, ters düşünceleri ve önerileri analiz eder. Bilinçaltı kalp atışı, kan basıncı, sindirim ve endokrin sistemler gibi bütün vücut fonksiyonlarını yürütür. Bütün davranışları, alışkanlıkları biriktirir. Şüphe ve sorgulama gerekmeksizin alınan bütün düşünceleri, fikirleri, olayları depolar. Hareketleri sorgulamadan, ya kabul eder ya da reddeder. Bilinç daha çok sol beyinden, bilinçaltı ise daha çok sağ beyinden güç alır. Bilinç mizah anlayışına sahiptir. Yeni şeyler öğrenmeye istekli ve heveslidir. Bilinçaltı ise mizah anlayışına sahip değildir, değişim karşısında yavaş işler.
Bilinçaltı mekanizmaları
Bilinçaltı bilincin emrindedir, bilincin her dediğini yapar. Muhteşem bir kapasitesi vardır ve saftır, bilincin söylemlerini kabul eder. Bilinç neye inanırsa bilinçaltı ona odaklanır. Bilinçaltı 24 saat faaliyettedir, uykuda iken bile çalışmaya devam eder, vücudun tüm faaliyetlerini kontrol eder ve düzenler. Ancak asıl önemlisi, yaşamımız boyunca sosyal hafızaya kayıt edilmiş ve artık bilincin kontrolünden çıkmış olan davranış tarzlarımızı, bilince hatırlatır, farkında olmadan davranışlarımızı, yönelimlerimizi düzenler. Dolayısıyla birçok zihinsel aktivite biz farkında olmadan gerçekleşir. Yürüme, vites değiştirme gibi eylemler, zamanla nefes alma gibi otomatik hâle gelir.
Bu bağlamda "zihin" kavramına da değinmek istiyorum. Kanaatimce zihin, bilinç ve bilinçaltı kavramlarının tümüdür hatta iki bölgenin toplamından daha da geniş bir durumdur.
Birçok kişisel gelişim uzmanı, Freud ve Jung'un aysbergin görünmeyen büyük tarafı olarak nitelendirdiği bilinçaltına çok önem vermektedir. Bu konu ile alakalı dünyanın her yerinde çeşitli konferanslar verilmekte, yeni araştırmalar yapılmaktadır. Hatta birçokları tarafından çağların en önemli sırrının, ne kara delikler, ne gezegenler arası seyahat olmadığı, en büyük sırrın bilinçaltımız ve bilinçaltımızda farkında olmadan sakladığımız müthiş güç olduğu ifade edilmektedir.
Ne ekerseniz onu biçersiniz
Zihnin bilinç ve bilinçaltı işlevlerini daha iyi anlamanız için bahçe ve bahçıvan örneğini verebiliriz. Bilinçaltınız bahçe ise bilinciniz bahçıvandır. Günler, haftalar boyunca bahçenize tohumlar ekersiniz. En önemlisi ektiğiniz tohumların da farkına varamazsınız. İyi ya da kötü mahsul almanız, ektiğiniz tohumlara bağlıdır. İyi mahsul alıyorsanız zaten mesele yok ama kötü mahsul alıyorsanız, bunun neden olduğunu anlayamazsınız. Çünkü nasıl bir tohum ektiğinizi çoktan unutmuşsunuzdur. Eğer buğday ekerseniz, üzüm toplayamazsınız ya da kaktüs ekerseniz incir elde edemezsiniz. Bilinçaltı, bilinç gibi aceleci değildir, çok sabırlıdır. Eğer kötü tohumlar ektiyseniz, zamanı gelince siz hiç farkında olmadan meyvelerini acı acı tattırır. Bu nedenle düşüncelerinizin kontrolünü ele almalısınız.
Birçoğumuzun başından geçmiştir: Sabah önemli bir işimiz varsa ve şu saatte mutlaka uyanmalıyım diye kendimizi şartladıysak çoğu zaman dakikası dakikasına tam da o anda uyanırız. Bilinçaltı kendi saatini kurmuştur çünkü.
Bilinçaltımız bazen bizimle konuşur. Sezgiler yoluyla algıladığımız bu hislere bazen kulak veririz bazen de vermeyiz. Hani bazen, "İçimden bir ses, şöyle dedi" deriz ya, işte bu bilinçaltının sesidir. Örneğin havalandıktan kısa bir süre sonra düşen uçağa binmeyen adam; "İçimden gelen bir ses 'o uçağa binme' dedi, bu nedenle içimdeki sesi dinledim ve hayatım kurtuldu" demiştir.
Bilinçaltını pozitife çevirmek (kuantum olumlama)
Bilinçaltı, mıknatıs gibi kendi inancına ve kendi realitesine uyan şeylerle rezonansa girer. Paranın zor kazanıldığına inanıyorsanız önünüze parayı zor şartlarda kazanmanızı sağlayacak deneyimler gelir. Çünkü bilinçaltı inançlarınızı gerçekleştirir. Bilinçaltına yerleştirdiğiniz inançları değiştirdiğinizde ise her şey değişir. Biz bilinç gücümüzü bir fikri kabul etmek için, bilinçaltımızı ise sonuçları kendimize çekmek için kullanırız. Bilinçaltını bilgisayarın sabit diski gibi kabul edersek ekranda gördüklerimiz de bilinçaltına bağlı olarak geliştirdiğimiz bilinçli yaşam alışkanlıklarıdır.
İşten çıkarılan bir kişinin, gerçekte işine son veren patronu değil kendisidir. Çünkü o kişi, öncesinde zihinsel bir muhalefet geliştirerek çalıştığı işyeri ile manevi bağlarını koparmıştır. Böylece işten çıkarılma sürecini başlatan yine o kişidir. Patron çalışanına, artık yollarımız ayrılıyor dediğinde, aslında yolları ayıran kişi kendisidir. Burada patron, çalışanının olumsuz zihinsel durumunu, teyit eden bir araç rolü üstlenmektedir.
Zihninizde denge oluşmadığı sürece, bedeninizde hiçbir şey gerçekleşmez. Zihninizi sürekli olumlu fikirlerle besleyerek değiştirirseniz hayatınızı da değiştirebilirsiniz.
Asla "Şunu yapamam, bunu beceremem, sınavı kazanamam, işe giremem, zengin olamam, evlenip yuva kuramam" gibi olumsuz cümleler kullanmayınız. Zira bilinçaltınız sözünüzü dinler, istediğiniz şeyi yapmak için gücünüzün ya da yeteneğinizin olmadığını düşünür ve buna göre sizi yönlendirir. Eğer "Başarırım, yaparım, çözerim" gibi olumlu düşünceler kullanırsanız, bilinçaltınız da sizde bu güç ve kabiliyetin olduğunu düşünür. Böylece istediğiniz şeyi gerçekleştirmek için yollar arar ve sonunda da bulur. Mesela çocukluğundan itibaren zengin olmanın kötü bir şey olduğu, zenginlerin sadece haksız para kazanarak zengin oldukları gibi yanlış bir inanca sahip olan kişi, zengin olmak istese bile hedeflerine ulaşamaz. Çünkü bilinç programına yerleşmiş bu yanlış inanç virüsü, bilinçaltı bilgisayarı tarafından kabul edilmiş ve zengin olmaya yönelik fırsatlar bilinçaltı tarafından yok sayılmıştır.
Ailemizden ne kadar sakar olduğumuza dair veya çevremizden adam olmayacağımıza, boş gezdiğimize ya da yaramaz olduğumuza dair telkinleri sıkça duymuşuzdur. Küçük yaşta farkında olmadan yapılan bu telkinlerin, ileriki yaşlarda hayatı ne denli problemli hale getireceğini tahmin etmek zor değildir. Bu konuda özellikle anne ve babaların üzerinde daha büyük sorumluluklar bulunmaktadır. Çevresel faktörlerin etkisiyle beceriksiz ve yeteneksiz bir insan olduğuna inandırılmış bir bilinç, bilinçaltını etkiler ve bilinçaltı her olayda buna uygun davranır.
Bilinç neye inanırsa bilinçaltı ona odaklanır. Amerikalı ünlü bir basketçi hiç bir atışını ilk önce beyninde sayı olduğunu hayal etmeden yapmadığını söylüyor. Yine dünya çapında golf oyuncuları iyi bir golfçu olmak için ilk önce beyinde atışın yapıldığını canlandırabilmek gerektiğini ifade ediyorlar.
Bilgiler, duyularımız ve düşüncelerimiz vasıtasıyla bilinçaltına işlenir. Gizemin ana merkezi olan bilinçaltına işlenen bilgilerin,ne zaman bağlantıya dönüşeceği tahmin edilemez bir durumdur. Bir an aklınıza çok sevdiğiniz bir akrabanızın geldiğini düşünün. Sonra eliniz telefona giderek akrabanızı aramak istersiniz. Onu aradığınızda ise, "Müthiş bir şey, ben de tam seni düşünüyordum!'' der. Bu konu, daha sonra bahsedeceğimiz ve henüz nasıl olduğunu anlayamadığımız bilinçaltılar arası bir telepatik iletişimi ifade eder. Böyle misallere hemen hepimiz tanık olmuşuzdur.
Her şeyi bilinçaltına atmayın
Diğer taraftan bilinçaltı çöp kovası da değildir. Bilinçaltı hijyenine çok önem verin. Bir arkadaşınıza kırıldığınızda ne kendinizi ne de arkadaşınızı cezalandırmayın. Konuşun onunla… Suçlayarak, sesinizi yükselterek değil. Sakinleştikten sonra ve size yakışır biçimde kırgınlığınızı anlatın ve negatif enerjinizi bilinçaltına yerleşmeden yok edin.
Bir konudan dolayı kendinizi hatalı bulduğunuzda suçluluk duyguları ve "keşke"lerle kendinizi boşuna yıpratmayın. Hatanızı tamir edin ve bu meselenin sürüncemede kalarak sürekli zihninizi meşgul etmesine izin vermeyin.
Bilinçaltı vücudun sağlığını dengede tutmak için koruma altına alır. Vücudun kendi kendini doğal olarak iyileştirme kabiliyetinin olması bundandır. Alternatif tıbbın da temeli budur.
Rüyalar, bilinçaltındaki fazla enerjinin uyku esnasında deşarj edilmesi olup bilinçaltının gizemli ifadeleridir. Rüyalar bastırılan olumsuz anıların, arzu ve dürtülerin, beklentilerin, yakın geçmişte ya da gün içinde etkilendiğimiz olayların öykümsü sembolleridir.
Yaşamınızdaki olayları değiştirmek için düşüncelerinizi değiştirin. Hayatınızdaki kafa karışıklıklarından, uyumsuzluklardan, sınırlamalardan kurtulmak için nedeni ortadan kaldırın. Bu neden; bilinçaltınızda teşvik ettiğiniz düşünce ve imgelerdir. Neden değişirse, sonuç da değişir. Amerikalı düşünür Ralph Waldo Emerson "İnsan bütün gün ne düşünüyorsa odur" demiştir. Dolayısıyla hayatın yasası, inanç yasasıdır. İnanç ise zihninizdeki düşüncedir. Asla olumsuz, negatif şeyler düşünmeyin. Bilinçaltınızın sizi iyileştirme, güçlendirme, zenginleştirme ve ilham verme gücüne inanın.
Ne demiş Mahatma Ghandi:"Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür... Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür... Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür... Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür... Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür... Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür... Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür..."