Doğan Seyfi Dağtaş

Gerçek Bilginin Gölgesinde: Yapay Zekâ Çağında Güvenilirlik Sınavı

27.05.2025 09:18
Haber Detay Image

Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu başka bir dönem yaşanmadı. Bugün arama motorlarına birkaç kelime yazmamız, sayısız cevaba ulaşmamız için yeterli. Hatta artık yazmamıza bile gerek yok; konuşuyoruz, anlatıyoruz ve yapay zekâ sistemleri bize cevabı yazılı olarak sunuyor. Fakat bu kolaylık içinde fark edilmeden kaybettiğimiz çok önemli bir değer var: güven.

Günümüzde birçok insan, yapay zekâdan gelen bilgiyi sorgulamadan doğru kabul ediyor. "ChatGPT böyle dedi," "Midjourney böyle çizdi," "Yapay zekâ bunu böyle hesapladı," gibi cümleler bir otorite ifadesine dönüştü. Oysa daha birkaç yıl önce, bir bilgiyi duyduğumuzda önce "Kaynağı ne?" diye sorardık. Şimdi bu refleks, teknolojik hayranlığın gölgesinde yavaşça silinmeye başladı.

Buradaki asıl mesele, bilginin doğruluğu kadar onu neden ve nasıl doğru kabul ettiğimizle ilgili. Bir doktorun verdiği bilgiyle bir yapay zekânın verdiği bilgi arasında hâlâ önemli farklar var. Doktor, yıllar süren eğitim ve deneyimle konuşur. Yapay zekâ ise verilerden örüntü yakalayarak cevap üretir. Ama toplumda her iki bilginin de aynı terazide tartılması, gelecek için ciddi bir düşünce krizine yol açabilir.

Üstelik bu sadece bilgiye ulaşma meselesi de değil. Bugün, bir konuda uzman gibi görünen binlerce yapay profil oluşturulabiliyor. Kimin gerçekten ne bildiğiyle, neyin özgün olduğu arasındaki çizgi her geçen gün daha da bulanıklaşıyor. Bir bilim insanının, bir öğretmenin ya da bir gazetecinin üretimiyle bir algoritmanın üretimi arasındaki fark, görünürlük açısından neredeyse yok olmuş durumda.

Bu ortamda artık bilgi üreticisinin kim olduğundan çok, algoritmalar tarafından ne kadar öne çıkarıldığı daha belirleyici hale geldi. Yani hakikat, bilgi savaşında algoritmaların kime öncelik verdiğiyle yarışır oldu. Bu da sadece bilgiye değil, değer yargılarımıza, karar mekanizmalarımıza ve toplumsal gelişimimize doğrudan etki ediyor.

Gelecekte bilgi üretimi tamamen yapay zekâya kayarsa, insanın deneyim temelli bilgisi nereye evrilecek? Sadece veri işlemekle yetinen bir toplum, eleştirel düşünme becerisini koruyabilir mi? Ya da daha basit bir soru: Bir bilgiye neden güveniyoruz?

Cevaplar, geleceğimizi şekillendirecek kadar önemli. Yapay zekâ ile birlikte yürüyebiliriz; ama bu yolculukta pusulamız sadece pratiklik ya da hız değil, aynı zamanda etik, sorumluluk ve sorgulama refleksi olmalı.

Yazarın Tüm Yazıları

title