Doğan Seyfi Dağtaş

Duygusal Teknolojiler: Cihazların İnsan Duygularına Tepki Verdiği Gelecek

07.06.2025 13:08
Haber Detay Image

Yapay zekâ, ilk yıllarında sadece mantıksal problemleri çözen, veriye dayalı kararlar veren bir yazılım düzlemindeydi. Fakat günümüzde geldiğimiz noktada artık sadece "zekâ" değil, "duygu" da teknolojinin içine entegre edilmeye başlandı. "Emotion AI" yani duygusal yapay zekâ adı verilen bu yeni alan, cihazların sadece ne yaptığımızı değil, nasıl hissettiğimizi de analiz etmesini sağlıyor. Yani artık teknolojik cihazlar bizi yalnızca izlemiyor, anlamaya da çalışıyor.

Bu gelişme, özellikle tüketici elektroniğinden sağlık teknolojilerine, müşteri hizmetlerinden eğitim sektörüne kadar birçok alanı kökten dönüştürme potansiyeline sahip. Göz bebeği hareketlerinden ses tonuna, yüz ifadelerinden mikro mimiklere kadar birçok veriyi analiz eden yapay zekâ sistemleri; kullanıcının üzgün, stresli, öfkeli ya da mutlu olduğunu tespit edebiliyor. Ve buna göre tepki verebiliyor.

Düşünün ki bir güzellik salonuna gittiğinizde, sizi karşılayan cihaz sizin o anki ruh hâlinizi analiz ediyor. Yorgun ya da stresliyseniz, cihaz daha rahatlatıcı bir program öneriyor. Mutluysanız, enerjinizi destekleyecek bir cilt bakımı tavsiye ediyor. Bu teknoloji sadece müşteri deneyimini değil, aynı zamanda cihazların insanla daha organik bir ilişki kurmasını da sağlıyor.

Bu tür duygusal cihazlar aslında empatik teknolojiler olarak da adlandırılıyor. Amaç, makinelerin daha "insansı" bir anlayışa sahip olması değil, insanlarla olan etkileşimlerinde daha uygun ve kişiselleştirilmiş tepkiler verebilmesi. Fakat burada etik sorular da devreye giriyor. Bir cihazın bizim duygusal durumumuzu analiz etmesi ne kadar doğru? Bu veriler ne kadar güvende? Ve daha da önemlisi, cihazların bize verdiği tepkiler gerçekten empati mi, yoksa sadece iyi yazılmış kodlar mı?

Bu noktada geliştirici bakış açısı kritik hâle geliyor. Benim gibi cihaz geliştiricileri için bu alan sadece bir yazılım geliştirme süreci değil, aynı zamanda bir sosyal sorumluluk konusu. Duygularımızın analiz edildiği bir dünyada, kullanıcıya saygı duyan, sınırlarını bilen, etik ilkeleri gözeten cihazlar üretmek artık bir zorunluluk.

Geleceğe dair öngörüm şu: Yakın gelecekte cihazlar yalnızca komut bekleyen soğuk makineler olmaktan çıkacak. Tıpkı bir dost gibi bizim ruh hâlimizi anlayan, tavsiye veren, gerekiyorsa sessiz kalan teknolojilerle çevreleneceğiz. Bu dönüşüm, yalnızca teknolojiyi değil, insan-teknoloji ilişkisini de yeniden tanımlayacak.

Yazarın Tüm Yazıları

title