Haberler

Enerji krizine yönelik çözüm önerileri

Prof. Dr. Serhat Yüksel

Prof. Dr. Serhat Yüksel

İstanbul Medipol Üniversitesi
13.01.2022 09:13

Enerji krizinin dünya ekonomisini çok olumsuz bir şekilde etkileyeceği ortadadır. Bu problem ile birlikte kömür, petrol ve doğalgaz fiyatları radikal bir şekilde yükselmiştir. Bu fiyat artışının önümüzdeki günlerde daha da fazla olması riski bulunmaktadır. Bu problem sonucunda ülkelerin çoğunda elektrik kesintileri yaşanabilecektir. Bu durum insanların hayat kalitesini azaltacaktır. Ek olarak, yeterli enerjinin zamanında temin edilmemesi sonucunda, şirketlerin üretim süreçleri zarar görebilecektir. Öte yandan, enerjinin sanayi üretiminde önemli bir hammadde olması sonucunda, enerji fiyatlarındaki artışın global ölçekte bir enflasyon problemine yol açması muhtemeldir. Son olarak, enerji konusunda dışa bağımlı olan ülkeler fiyat artışından dolayı enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için daha fazla ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Bu durum da ülkelerin cari işlemler dengesini olumsuz yönde etkileyecektir.

Enerji krizi probleminin bazı sorunlar yaratacağı görülmektedir. Bununla birlikte, alınacak bazı aksiyonlar Türkiye'nin bu problemden daha az etkilenmesine yardımcı olabilecektir. Enerji krizi çok büyük ve önem arz eden bir problemdir. Dolayısıyla, bu problemin etkisini minimize edebilmek amacıyla geliştirilecek stratejilerin de spesifik olması gerekmektedir. Aksi durumda, bu stratejilerin bahsedilen problemin çözümüne katkı sağlamayacağı ortadadır. Bu amaca yönelik olarak, geliştirilen stratejiler kısa ve uzun vadeli olarak iki alt başlıkta sunulmuştur.

Kısa Vadeli Çözüm Önerileri

(1) Önümüzdeki dönemlerde enerji krizinin etkisinin de artmasıyla tedarikte bazı sorunlar yaşanabilmektedir. Bu bağlamda, enerji tasarrufu konusunun hayati önem arz ettiği düşünülmektedir. Bu yüzden, tüm vatandaşlarımızın enerji tasarrufu konusuna katkı sağlaması gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak, ülkemizde "aşı kampanyası" benzeri bir "enerji tasarrufu" kampanyası yapılması yerinde olacaktır. Bu sayede, vatandaşlar durumunu vahametini anlayabilecek ve gerekli tedbirlerin zamanında alınabilmesi daha mümkün olabilecektir.

(2) Bu süreçte alınabilecek başka bir aksiyon da elektriğin fiyatlanmasına yöneliktir. İngiltere gibi bazı ülkelerde elektrik faturalarına üst limit getirilmiştir. Bu sayede, halkın daha fazla fatura ödemesinin önüne geçilmiştir. Buna karşın, belirtilen bu aksiyon çok ciddi riskler arz etmektedir. Sadece oy kaygısıyla faturaların halka yansıtılmaması sonucunda, İngiltere'de birçok enerji şirketi iflas etmiştir. Bundan dolayı, konutların elektrik faturalarına üst limit konulması önemli ölçüde risk meydana getirmektedir. Konutların faturalarının azaltılması ile işletmelerin elektrik faturaları yükseltilmek zorunda kalınabilir. Bu durum da işletmelerin finansal anlamda zorlanmasına sebebiyet verecek ve artan elektrik maliyetleri ürünlerin fiyatına yansıyacaktır. Bu durum da ülkenin enflasyon probleminin artmasına yol açacaktır. Bu çerçevede, esnek fatura sisteminin uygulanması önerilmektedir. Bu çerçevede, belirli miktarda doğalgaz ve elektrik kullanımının aşılması durumunda daha yüksek fatura bedeli söz konusu olabilir.

Uzun Vadeli Çözüm Önerileri

Enerji krizi ciddiye alınması gereken çok önemli bir problemdir. Bu bağlamda, alınabilecek kısa vadeli önlemler yukarıdaki başlıkta belirtilmiştir. Bununla birlikte, etkilerinin sert olacağını tahmin ettiğimiz enerji krizinin çok uzun sürmeyeceği düşünülmektedir. Bu çerçevede, gelecekte yaşanabilecek başka bir enerji krizi sürecinde daha güçlü olabilmek için bazı uzun vadeli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin detayları aşağıda listelenmiştir.

(1) Ülkemizin enerjide dışa bağımlı olma problemine yönelik birtakım tedbirler alınmalıdır. Ülkemizdeki petrol ve doğalgaz rezervleri, enerji ihtiyacımızı tam anlamıyla karşılayabilecek miktarda değildir. Bundan dolayı, ülkemizin sınırlarındaki petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri arttırılmalıdır. Öte yandan, Doğu Akdeniz bölgesinde çok yüksek miktarda enerji rezervlerinin bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu rezervlerin ekonomik büyüklüğü, bölgedeki ülkelerin politik gerilimler yaşamasına yol açmaktadır. Bu kapsamda, Türkiye'nin de bölgedeki haklarını kararlı bir şekilde savunması önem arz etmektedir. Ek olarak, bölge ülkeleri için gerekli uzlaşmanın yapılmasının da yolları aranmalıdır. Bu bölgedeki rezervlerin etkin bir şekilde kullanılması ülkenin enerji konusundaki bağımsızlığının arttırılabilmesine yardımcı olacaktır.

(2) Yenilenebilir enerji üretiminin arttırılması da ülkemizin enerji konusunda yurt dışına olan bağımlılığını azaltacaktır. Bu enerji türleri sayesinde hem temiz enerji elde edilebilecek hem de ülkemiz kendi enerjisini üretebilecektir. Bu durum enerji ithalatını azaltacaktır. Buna karşın, yenilenebilir enerji yatırımlarının üzerindeki en büyük engel başlangıç maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Bu bağlamda, devlet tarafından yenilebilir enerji firmalarına gerekli desteğin verilmesi yerinde olacaktır. Vergi indirimi ve kredi desteği gibi bazı teşvikler yenilenebilir enerji yatırımcılarına önemli ölçüde finansal destek sağlayabilecektir. Ayrıca, yenilenebilir enerji teknolojilerine yapılacak yatırımlar da bu projelerin maliyetlerinin azaltılabilmesine katkı verecektir. Bu durum da gelecekte meydana gelebilecek yeni bir enerji krizinde daha güçlü olmamıza yardımcı olacaktır.

(3) Yenilenebilir enerji kullanımını enerji bağımlılığımızın azaltılabilmesine yardımcı olmaktadır. Buna karşın, yenilenebilir enerji kullanımında da bazı dezavantajlar söz konusudur. Örnek olarak, geceleyin ve kış aylarında, güneş panellerinden elde edilen enerji miktarı azalmaktadır. Benzer şekilde, rüzgar santrallerinden elde edilen enerjiler de gün içerisinde farklılık gösterebilmektedir. Özetle, yenilenebilir enerjinin en büyük dezavantajı elde edilen enerji miktarının tahmin edilememesidir. Bu çerçevede, yenilenebilir enerjilere ek olarak, ülkemizin nükleer enerji projelerini de arttırmaları gerekmektedir. Nükleer enerjinin en büyük avantajı iklim koşullarından etkilenmemesidir. Başka bir ifadeyle, 7 gün 24 saat nükleer santrallerden enerji üretilebilmektedir. Bu yüzden, ülkemizdeki nükleer santral projelerinin arttırılması hayati önem arz etmektedir. Bu durum da enerji krizinden ülkemizin çok daha az etkilenmesine yardım edecektir.

(4) Günümüzdeki enerji krizinin yaşanmasındaki en büyük nedenlerden biri enerji sektöründe uygulanan neoliberal politikalardır. Enerji sektörünün birçok ülkede özelleştirilmesi sonucunda bazı problemler ortaya çıkmıştır. Örnek olarak, kar beklentisi ön planda olan enerji şirketleri pandemi sürecinde yatırımlarını azaltmışlardır. Bu durum günümüzdeki enerji arz talep dengesizliğinin yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla, özel sektör ile birlikte, devletlerin de enerji yatırımlarında aktif rol oynamaları önerilmektedir. Bu durum sayesinde zor dönemlerde enerji üretimi kesintiye uğramayacaktır.

(5) Bunlara ek olarak, ülkemizde enerji yatırımlarına yönelik akademik çalışmaların sayıları arttırılmalıdır. Enerji yatırımlarının daha etkin olabilmesi için birçok farklı faktöre eş zamanlı olarak dikkat edilmelidir. Öte yandan, bazı durumlarda, bütçe kısıtlarından dolayı bu faktörler arasından öncelik analizi yapılmalıdır. Bu sayede, enerji yatırımcılarına daha spesifik önerilerin sunulabilmesi mümkün olabilecektir. Bu durum da enerji yatırımlarının etkinliklerinin arttırılabilmesine yardımcı olacaktır. Bu bağlamda, ülkemizdeki üniversitelerin önemli bir bölümünde enerji araştırmaları merkezleri kurulmalıdır. Bu sayede, enerji teknolojileri ve enerji yatırımlarına yönelik daha kapsamlı araştırmalar yapılabilecektir. Bunun sonucunda da ülkemiz gelecekte meydana gelebilecek olası bir enerji krizinden daha az etkilenebilecektir.

title