’Mükemmellik’’ Out ‘’Kusursuz Gerçeklik’’ In
Derya Aslan
Çok kısa süre öncesine kadar dünya, adeta tüm hızıyla olağandışı bir mükemmelliğe doğru koşuyordu. Teknolojinin başrolde olduğu bir evrende, sayısız devrim niteliğinde ve belki de 'sözde' yenilikler, bireysel dünyamızı ele geçiriyor, çoğu insanı dünyanın kendi çevrelerinde döndüğüne inandırıp, bir de yalnızlaştırmaya doğru götürüyordu. Bu rüya, hiç kimsenin beklemediği bir anda, aniden hayatımıza giren pandemi kavramıyla son buldu. Oysa nasıl da mükemmele, zirveye doğru koşuyordu insanlık ve tabii dünyayı değiştireceğine inanılan markalar…
Engel kalmamıştı önünde hiçbirinin. Pandemi ile birlikte hayat durunca dünyanın en gelişmiş dönemi olarak gördüğümüz çağımızın bile mükemmel bir yer olmadığı ortaya çıktı. Bu yazının konusu da aslında sona ermeyi bilmeyen pandemi ile birlikte tam da öyle olduğunu hayal ederken, dünyanın bir daha hiçbir zaman kusursuz bir yer olmaya doğru ilerleyemeyeceği gerçeğini kabul etmemiz gerektiği ile ilgili.
Mükemmellik out; gerçeklik, kusursuz gerçeklik, 'doğal olmak' in. Yarı Türkçe yarı İngilizce tabiriyle.
Bizler işimiz gereği marka yönetimi ve iletişim süreçleri açısından bakarak, bu dönemi değerlendirelim. Pek çok yönden işimizi değişen dünya dinamiklerine uyumlu şekilde yürütme gayreti içinde olsak da, atladığımız bir konu var sanki. Bunca olan bitenden sonra, mükemmellik kavramı delik deşik edilmişken, dünya aslolanın gerçeklik ve doğallık olduğunu kabullenmişken, ille de mükemmellik demek ne kadar doğru sizce?
İliştirilmiş, mış gibi görünen, sindirilmemiş ve doğal olmayan davranış şekilleri, inandırıcılıktan uzaklaşması bir yana demode görünmüyor mu sizce de?
Makyajın sihirli dokunuşu ne kadar ileri götürebilir bizleri…
İyi olmayanın üstünü örtmek, hem teknoloji hem de bilgiye kolay erişimi sayesinde imkansızlaşmadı mı? İmajlarla, makyajlarla elde edilen, ulaşılması imkansız görünen pek çok şeyin gücünü, kolayca sorgular hale gelmedik mi?
Dünyanın en büyük güçleri bile bu gerçekliğe boyun eğdi. ABD'nin en zor girilebilecek Senato binasını düşünün, geçtiğimiz yıl sivil bir grubun baskınıyla festival alanına döndü. Aslında ne kadar da kolay girilebilir, ulaşılabilir olduğu adeta dünyaya hem de canlı yayında gösterildi, ilan edildi. Binanın makam odalarını otoritenin yıkıldığı alanlar haline getirip, göstergelerle dolu kostümlerle festival havasında, tüm dünyanın gözü önünde ülkeleri yöneten gücü sorgulatan bir yere dönüştürdüler ve izlettiler. Geçen yılın iletişim adına göstergeler ve mesajlarla dolu en önemli olaylarından biriydi bence bu. Büyülü Beyaz Saray ve ABD otoritesi bir saatte asırlardır dünyanın gözünde olduğu yerden bambaşka bir yere konumlandı.
Artık hem pazarlama stratejisi hem de iletişim süreçleri açısından herhangi bir konuda kusursuzluk aranıyorsa ''gerçeklikte kusursuz olma'' kavramı temel alınmalı. Gerçeklikte kusursuzluğun ise şeffaflık ve samimiyeti gerektirdiği unutulmamalı. Halkla ilişkilerin yönetimin başlıca, en temel fonksiyonlarından biri olduğu gerçeği ile hareket ederken finansal plan, pazarlamaya yönelik stratejiler ve itibar çalışmalarının tamamında marka yönetimi tüm paydaşlar, iç ve dış müşteriler nezdinde kusursuz görünme çabası yerine şeffaflık ve samimiyet kavramları temel alınarak yönetilmeli.
Gerçeklerle ilerlemek zordur. Zira insanoğlunun beklentileri yüksek, rakipler ise her daim çalışıyor. Ama gerçeklerle ilerlemek mümkün olursa temeller sağlam olur ve hiçbir güç o sağlam temellerin farklı görünmesine neden olamaz.
Medya dahil…