Yumrukla susturulan gerekler
Çiğdem Sidar Ceylan
19 gündür kayıp olan, tüm yurdun yüreği ağzında bulun diye isyan ettiği ve bugün cansız bedenine ulaşılan Narin'le ilgili.
Başta annenin birbiriyle çelişen ifadeleri, sonra kolunda ısırık izleriyle önce gözaltına alınan sonra salınan abiyle ilgili şüpheler ve arabasında Narin'in DNA'sının izleri bulunan şüpheli amca.
Ve bugün ortaya atılan yeni bir detay var ki insanı kahrediyor. Gazeteci Emrullah Erdinç'in ortaya attığı iddia yabana atılacak bir iddia değil.
İddiaya göre, yıllar önce aynı ailede Narin'in ablası olduğu söylenen engelli kız merdivenden düştüğü iddia edilerek yetkili mercilere öldüğü bildirilmiş.
Yetkili merciler ise iddiadan şüphe etmek yerine ailenin beyanını esas alarak otopsi yapmaya lüzum görmemiş. Ve olay unutulmuş.
Cinayet şüphesi kimsenin aklına gelmemiş mi bilmiyorum ama 19 gündür, 8 yaşındaki Narin'in acısı üstünden, artık tüm yurdun tanıdığı aile söz konusu olunca insan acaba demeden edemiyor.
Belki de o gün gerekli hassasiyetle o olay incelense bugün minik Narin'i kaybetmemiş olurduk. Şimdi birçok aile ferdinin içinde bulunduğu 23 kişi gözaltında. Çok sürmez olay bütün detaylarıyla, tüm gerçekliğiyle ortaya serilir.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun bugün bir televizyon kanalına verdiği demeçte kimi ifadeleri ilginç geldi.
Ensarioğlu açıklamasında "Bizlerin bazen bilmediği bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız. Konu çok hassas olduğu için onları da çok fazla üzecek bir şey söylemek istemiyoruz."
Bir yandan 3 bakanın; İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın Narin'in ölümüyle ilgili rahmet dilediği mesajlarında aileye özellikle başsağlığı dilemediği dikkat çekerken, diğer yandan aynı partinin Diyarbakır Milletvekili, Narin'in neredeyse çoğu şüpheli ailesi için "dostlarımız" ifadesini kullanıyor ve ekliyor "onları da çok fazla üzecek bir şey söylemek istemiyoruz"
Tüm ülke neredeyse kan ağlıyor ama "aileyi üzecek bir şey" söylemek istemiyor. Ve bilip de söylememesi gereken şeyler varmış.
Müslime, Leyla, Ceylin, Ecrin, Irmak, İkra ve daha nice masum çocukla beraber şimdi de Narin.. Cehaletimiz ve sapkınlığımızın kurbanı hepsi.
Ve bir çoğu en yakınlarının..
Ve bugün Narin'in cenazesinde, Narin'in akrabası olduğu söylenen bir kadının "gidin yalan konuşun" deyip tepki gösterince, bir adamın kadını yumruklayarak susturması aslında çok şey anlatıyor ama kimse anlamıyor demek ki.
"Söylemememiz gereken"lerin karanlığında ne kimse anlatıyor ne de anlatılanı kimse anlamak istiyor.