Yeşilçam Sarı Suna’sını Kaybetti

Çiğdem Sidar Ceylan

Yeşilçam'ın Avrupai, modern ve kentli yüzü, Türk sinemasının bir efsanesi daha göçtü. 82 yaşında ölen Suna Akın, Arnavut bir baba Çerkez bir anneden 2 Ocak 1943 Ankara'da dünyaya geldi
Liseyi bitirmiş bir seyahat acentasında çalışmaya başlamıştı. 1962 yılında Artist Dergisine gönderdiği fotoğrafla düzenlenen yarışmayı kazanınca Yeşilçam'la yolu kesişmiş ve adı Filiz Akın'a dönmüştü. Yönetmen Memduh Ün'ün ısrarıyla "Akasyalar Açarken" filmi ile kameraların önüne geçti ve 13 yıl o nereye dönse kameralar da ona döndü. Ayhan Işık, Sadri Alışık, Yılmaz Güney, Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Tarık Akan, Kadir İnanır, Kartal Tibet gibi, filmlerde beraber oynamadığı kimse kalmadı. 116 film çekti.
Babası, hep affedemediği kanayan bir yara olarak kaldı içerisinde. Babasının kemanına ve müziğe olan tutkusu onu hep geri plana itmişti. Bir müddet sonra babası onu annesiyle bırakıp terk etmişti.
1964 yılında yapımcı ve yönetmen Türker İnanoğlu il evlenmiş, bir yıl sonra anne olmuştu. Bir müddet sonra eşinin onu bir başka artistle aldattığını öğrenince eşinden ayrılmıştı.
Yetmişli yılların ikinci yarısında, televizyonun insanları eve kapatmasıyla, Türk sineması, kaybettiği ilgiyi tekrar kazanmak için erotik filmlere yönelince, Filiz Akın sinemayla arasına mesafe koyar
Geçim sıkıntısından ötürü 1975 yılında başlayıp 1981 yılında biten şarkıcılık deneyimi de oldu. 1979 yılında, mafya babası Mehmet Nabi İnciler onu bıçaklatacak, ama o konuklarına duyduğu saygı ile o gece yaralı bir şekilde sahne alacaktı.
1982 yılında, İstanbul Ermenilerinden yatırımcı iş insanı Leo Bubi Rubinstein ile evlendi ve Paris'e yerleşti. Rubinstein ile evliliği 11 yıl sürecek ve 1993'te Rubinstein'la yolları ayrılacaktı. Rubinstein'la yollarını ayıran Filiz Akın, bir yıl sonra Mit Müsteşarı Sönmez Köksal ile evlenecek, Köksal'ın 1998 yılında Paris Büyükelçiliğine atanmasıyla o da Paris Sefiresi olarak Paris'e dönecekti.
Akın'ın hayatında eşi Köksal'ın yeri çok büyüktür. Akın bir demecinde "bana hediye" dediği eşiyle ilgili "İyi, kötü, ama her zaman birlikte 33 yıldır sevgi ile olmaya çalışan bir evliliğe, eşimin verdiği destek ve anlayış için teşekkürler." Diye bahsedecekti.
Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte Yeşilçam'ın dört yapraklı yoncasının parçasıydı.
Yıllar önce mücadele ettiği kanseri yenmiş ve kanserle mücadelesini, Hayata Merhaba ismiyle 2005 yılında kitaplaştırmıştı. Kanseri yendi ama son altı aydır yakalandığı çeşitli enfeksiyonlar ve zatürreyi yenemedi ve aramızdan ayrıldı.
Türk sinemasının ve magazinin hani şu aptal ve aşağılayıcı ikilemi vardır ya "aptal sarışın" Sarışın ama aptal değildi o. Kendi ayakları üzerinde duran güçlü ve naif bir kadındı. Zor zamanlarda girdiği Yeşilçam'da hep dik durdu.
Bir gazetede köşe yazılarıyla, farklı televizyon kanallarında sohbet programlarıyla da karşımıza çıkmıştı. Ardından bize; Filiz Akın ile Güzellik, Zayıflama ve Genç Kalma Üzerine (2006), Lezzete Merhaba (2013) adlı yazdığı diğer kitaplarını bırakıp gitti.
Aldığı sayısız ödülün yanı sıra o Türk sinemasının en iyi giyinen zarif kadınıydı. Türk sinemasında siyah saçlı kadın oyuncuları oturdukları tahttan indirmiş, sarışın kadını o tahta oturtmuştu.
Son anlarında, hayatı bir film şeridi geçmiş midir gözlerinden bilmiyorum ama bize yüzü aşkın güzel film şeridi bıraktı.
Hoşçakal Filiz Akın, nurlar içinde kal.