Haberler

Yeni Müfredat Okulu Sevdirir Mi?

Çiğdem Sidar Ceylan

Çiğdem Sidar Ceylan

31.08.2024 12:40

14 Haziran 2024'te başlayan yaz tatili 9 Eylül 2024'te okulların açılmasıyla sona eriyor. 86 gün süren tatilin son günlerindeyiz. Okulların açılması çocukları genellikle pek de sevindirmezken aileler genellikle memnun.

Özellikle mahalle kültürünün bitmesi, çocukların sosyalleşmekte zorlanması ve dijital bağımlılık sebebiyle çocuklar evden dışarıya adımını atmıyor. Bu da ebeveynler için zor bir durum. Okul artık çocukların sosyalleştiği tek ortam. Gerçi sınav baskısı, aşırı ödev yükü, hafta sonları gidilen dershaneler, kurslar yüzünden ne kadar sosyalleşebildikleri tartışılır.

Maalesef okul bizde çocuklara sadece bilgi yüklenen ve sonra bu bilgileri son derece zor sınavlarla ölçen kurumlar. Yurt dışında eğitim kurumlarını ziyaret etmiş olanlar bilirler. Şaşırdıkları şeylerden biri teneffüslerde ve okul çıkışlarında aşırı gürültü ve bağrış çağrış olmaması. Bizde ise çocuklar zil sesi duyunca zincirlerinden kurtulmuş gibi koşar, çığlık atar. Çünkü bizde hiçbir çocuk okula severek gitmez. Derslerin bitmesini dört gözle bekler, dakikaları sayar. Peki neden böyle?

20-30 yıl önce olsa okulların durumu, öğretmen yaklaşımı vs. nedeniyle çocuklara hak verirdik Ama şimdi öyle değil. Öğretmenlerin yaklaşımı gayet sevecen, okulda baskı yok. Sınıflar güzel, akıllı tahtalar, oyun alanları son derece modern. Tamam artık okul korkulacak bir yer değil, ama sevilecek, özlenecek bir yere de dönüşmedi öğrencinin gözünde.

Aslına bakarsanız Milli Eğitim Bakanlığı da bunun farkında, zaten artık dünya küçük bir yer. Başka ülkelerde eğitimin nasıl olduğunu öğrenmek de zor değil. Yöneticiler uzun zaman okul binalarını modernleştirerek, bahçelerde oyun alanları, spor salonları yaparak, her sınıfa akıllı tahtalar koyarak, öğrencilere tablet dağıtarak bir şeyleri değiştireceklerini umdular. İçerik kimsenin umurunda olmadı. Tabletlerde oyun oynandı, akıllı tahtalarda film izlendi, spor salonları, halı sahalar kiraya verildi. Ne başarı yükseldi, ne de öğrencilerin okula bakışı.

Şimdi Bakanlık Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini uygulamaya sokuyor. Son derece havalı ve iddialı isme sahip bu yeni eğitim modelinin her şeyi çok daha iyi bir hale getireceği umuluyor. Ancak modeli açıklayan metinleri okuduğunuzda neyin değişeceğini anlayamıyorsunuz. Sadece eğitime ilişkin kuramlar ve idealler arka arkaya sıralanmış: "Modelde saygı, sorumluluk ve adalet çatı değerler olarak yer almaktadır. Öğrencilerin inanç, kimlik ya da sosyoekonomik durumları nedeniyle dezavantajlı olmadığı bir öğrenme süreci tasarlanacak ve bu farklılıkları dikkate alarak olası dezavantajları giderici tedbirlerle herkes için adil bir eğitim sürecini tahkim edilecek" Peki şimdiye kadar -22 yıldır- bunlar yapılmıyor muydu sorusu geliyor insanın aklına. Bu eğitim sürecini yürütmek ve hedefe ulaşmak için neler yapılacak belli değil. Sadece müfredatta sadeleştirme yapılacağı belirtiliyor. Kısacası ülkemizde her 5 yılda bir büyük bir heyecanla, iddialı sözlerle yeni eğitim modeli açıklanıyor ama sonuç değişmiyor.

Bence Milli Eğitim Bakanlığı "Edebiyat" dışında tüm derslerden her seferinde kalıyor.

title