Özürlü toplum engelli hayat
Çiğdem Sidar Ceylan
80'lerde bilemedin 90'larda kaldığını sandığım o haberler yeniden önümüze düşmeye başladı. Kurumların artık sıklıkla denetlendiğini, vatandaşın bilinç düzeyinin arttığını o da olmadı her köşede onlarca kamerayla olan bitenin izlendiğini düşünerek hiçbir şey artık eskisi olmaz, olmamalı diye düşünüyordum ki yanıldığımın haberi geldi.
İstanbul Büyükçekmece'deki özel bir bakım merkezinde 7 yaşındaki engelli Bahar'ın gördüğü zorbalık haber sitelerine düşünce değişti sandığım vaziyetin çok da değişmediğini, boşa ümitlendiğimi, denetim mekanizmalarına, toplum bilinci ve teknolojiye güvenmemek gerektiğini anladım.
Habere düşen görüntülerde Bahar isimli 7 yaşındaki engelli bireyin üstüne abanan ve ona işkence eden iki çalışan gözaltına alınıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Görüntülerde elleri ve ayakları bağlı Bahar'ın ağzı kapatılmış ve sözüm ona kendine zarar vermesi engellenmiş. Kurum avukatı mealen bu şekilde bir savunma yapmış.
Bahar'ın, boşanma aşamasında olan ve abisine sığınan annesi tarafından kuruma verilmesi ise olayın ardındaki bir diğer trajik detay olarak geldi önümüze.
Bahar'ın annesinin, kızının uğradığı işkenceyi, haberlere yansıyınca fark etmesi ise hadisenin bir başka acı tarafı.
Annesi, eşinden boşanma aşamasında abisine taşınmış, herhangi bir geliri olmadığı için Baharı bakım merkezine vermek zorunda kalmış ve bunu; kendine ve boşalttığı evdeki eşyalara zarar vermesin diye yaptığını söylemiş.
Görüntülerin, aynı bakımevinde çalışan ve arkadaşıyla tartıştığı için işten ayrılan bir diğer personel tarafından paylaşılması, insanda, hadisenin vicdanen değil, işyerinden ve arkadaşından intikam duygusuyla afişe edildiği kanaati uyandırıyor.
Aynı bakımevinde geçen yılın Ocak ayında 17 yaşındaki bir diğer engelli bireyin, bakımevine verildikten 25 gün sonra ölmesi ve ölümle ilgili açlıktan ve bakımsızlıktan öldüğü iddiaları, bir an evvel bakım evlerinin mercek altına alınması gerektiğini gösterir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın vakayla ilgili inceleme başlattığı söyleniyor. Keşke sadece bu vakayla ilgili değil, olaylar vuku bulmadan önleyici ve koruyucu bir yaklaşımla gerekli ve yeterli denetimler yapılsa ve tüm bakım evleri vicdan yoksunu çalışanlardan arındırılıp özellikle engelli bireyler kalbi noksanlardan ve işkencelerinden korunabilse.
Kendi engelleri yetmezmiş gibi hayatın neredeyse her aşamasında, her türlü engelle yaşam güçlüğü çeken, toplumdan izole yaşamak zorunda kalan, tüm hayatlarını, birilerine bağımlı ve yardımına muhtaç şekilde geçirmek zorunda kalan bu insanlara, artık yasal prosedür gereği evrak üstünde alan açtık dediklerimizi layıkıyla uygulayabildiğimiz de görebilsek.
Mümkün mü?