Üçlemenin üçüncüsü de geldi diyeceğim ama kim bilir kaçıncı bu.
İki gün önce, İzmit Kocaeli'nde bir üniversite öğrencisi genç kadın, iki hemcinsinin saldırısına uğradı. Haberde saldırının gerekçesi olarak etek giymek olarak geçiyordu.
Etek giymek bir saldırıya nasıl bir gerekçe olabilir diye merak ettim. Hele ki saldırgan iki kadından biri tesettürlü diğeri ise başı açık tesettürsüz olunca..
Neyse habere girip detaylarda sorumun cevabını arasam da maalesef bulamadım. Görüntüleri birkaç defa izleyip, aslında ben her ne kadar gerekçe olarak görmesem de saldırganların, gerekçe diye yorumlayabilecekleri bir detay buldum.
Genç kadının giydiği eteğin niteliği. Siz mini dersiniz ben kısa derim eteğin boyu, saldırıya gerekçe olarak görülmüştür diye düşündüm. Neden mi?
Çünkü tahammülsüzlüğün boyutu eteklerimizin boyunu aşmış da geçiyor artık.
Peki, bir diğer merak ettiğim soru ise habercinin iddia olarak sunsa da gerekçeyi etek giymek olarak sunması. Kısa etek dememiş, mini etek dememiş.
Bunu hangi saiklerle böyle noksan yazdığına anlam veremedim. Belki de haber muhabirin elinde değil de editörün elinde son şekline kavuşmuş. Editörün toplum mühendisliği çabasının örneği mi, algı yönetimi çalışmasının sonucu mu ya da kimi cenahların tepkisinden duyduğu korku mu?
Hangi sebep ve çaba; silinmiş, gizlenmiş, örtülmüş o detayı haberden kaçırmış.
Daha önce de bu ve benzer bazı haberler üzerinden toplumun ne kadar kutuplaştırıldığına ve çatışma zeminine çekildiğine dair eleştirilerim olmuştu.
Bundan önceki örnekler de şayet suç sayılabilecek o eylemler, cezasız bırakılırsa, benzerlerini katlanarak artacağına dikkat çekmeye çalışmıştım.
Belli ki onlar cezasız bırakılmış ve sonucunda bu olay cereyan etmiştir.
Kimi kesimler, bu saldırı ve çıkışları 28 Şubat'ın o karanlık döneminde yaşadıklarının rövanşı olarak görebilir.
Ama unutulmamalıdır ki kindarlık ve intikam duygularıyla daha da bilenir daha da kinlenir ve düşmanlığı artırırız.
Sizin söylemeniz gerekeni, ben söyleyeyim bir Müslüman düşmanına benzememelidir.